|
|
Aç bakalım televizyonu birazdan ajans başlayacak
Babaannemi aradım. Sesi neşeliydi. "Eee ne var ne yok gazetede? Söyle bakalım önemli bir şey oldu mu memlekette?" diye takıldı bana
Bizim evde haberleri izlemek önemli bir olaydı. Her şey ama her şey o bülten saatine göre ayarlanırdı. Örneğin yemek haberlerden sonra yenilirdi. Biraz geç yerdik biz yemekleri. Yemek özel bir andı. Yemek yerken kitap okumak, televizyon seyretmek aman aman... Soramazdık bile. Yemek ailenin bir araya geldiği ender anlardan biriydi. Büyükbabam sofrada eksik istemezdi. Ne yaparsanız yapın yemeğe geç kalmayın durumu yani. Yemekten hemen önce büyükbabam "Aç bakalım şu televizyonu" diye seslenirdi. "Birazdan 'Ajans' başlayacak." Ajans bizim aile için vazgeçilmez bir saatti. Nefes almadan haberleri dinler, büyükbabamın babamla siyaset tartışmalarını gülümseyerek izlerdim. Misafir bile ajans saatinden sonra gelirdi bize. Ara sıra kuralı yıkanlar olmuştu tabii. Erken gelen, büyükbabamın asık yüzüne katlanırdı artık...
***
Havaalanındaki salonlardan birinde oturuyorum. Gözüm televizyona takıldı. Haber jeneriğini gördüm. Ne zaman yolculuk etsem geçmişe dair anılar canlanır gözümde. Günlük rutinin içinde zamanımız mı olmuyor nedir; uçak, otobüs, vapur falan gördüğüm zaman başka şeyler düşünüyorum. Çocukluğum geliyor aklıma, ilk aşkım, lise hayatım.... "Ajans saati" diye düşündüm. Gülümsedim. Sahi ne garip artık hayatımda ajans saatinin pek önemi kalmadı. Meslek defosu her an her dakika ajans benim için. Havaalanındaki televizyondan spikerin belli belirsiz sesi duyuldu. Tam ayağa kalkacakken durdum. "Bırak" dedim kendi kendime. "Bırak başkası sesini açsın, bak bakalım kimin senden başka ajans saati var?" Ne mi oldu? Ajans bitti, sevgili okuyucular. Kimse kalkıp televizyonun sesini açmadığı gibi, ilgilenip başını bile çevirmedi. Ankara'dayız üstelik. Siyasetin göbeğinde. Salonda birçok işadamı, işkadını. Hiçbiri haberlerle ilgilenmedi. Ne Başbakan Tayyip Erdoğan ne İran ne de kredi kartları... Kimse televizyona bakmadı bile.
***
İstanbul'a indikten sonra babaannemi aradım. Sesi neşeliydi. "Eee ne var ne yok gazetede, söyle bakalım önemli bir şey oldu mu memlekette?" diye takıldı bana. "Bilmiyorum" diye cevap verdim. "Ankara'daydım şimdi geldim. Siz izlemediniz mi ajansı?" İzlememiş. Şöyle bir bakmış sıkılmış. "Hep aynı şeyler" diye söylendi. "Yeni hiçbir şey yok. Kimin ne diyeceği belli zaten. Ben de koydum Pavarotti CD'sini, onu dinledim" dedi. Sahi bu kadar mı önemsiz artık ajanslar? Kimse haber almak istemiyor mu? Kimse Başbakan'ın ne yaptığıyla, o gün yurtta neler olup bittiğiyle ilgilenmiyor mu? Aklıma birdenbire Yalçın Küçük'ün 2-3 saat önce söylediği cümle geldi. Gözlerini kısmış yüzüme bakıyordu. Baktı baktı ve dedi ki "Biz eskiden büyüklerin yanında futbol konuşamazdık" "Neden?" diye soruverdim gayri ihtiyari. "Neden? Bizim evde hep futbol konuşulur." Gözlerini daha da kıstı gülümsedi, "Hanımefendi" dedi. "Ayıptı futbol konuşmak, sıradan sayılırdı. Önemli bir konu değildi. Şimdi bir bakıyorum herkes her yerde futbol konuşuyor" Ya sizin evde ne konuşuluyor? Sahi siz de mi ajansı izlemiyorsunuz yoksa?
|