  |
|
G.Saray, 'Ben bilirim' inadının kurbanı oldu
Avrupa başarılarını paraya çeviremeyen bir kulüptür Galatasaray. UEFA Kupası, Süper Kupa kazanılmasına rağmen G.Saray'ın borç yükü bir hayli ağırdır. Bugün yaşanan ve 115 milyon dolara ulaşan borç, 1 996 yılında Faruk Süren yönetimiyle start almıştır. Oysa Alp Yalman görevi bıraktığında G.Saray'ın kasasında 2.5 milyon dolar nakit para vardı. Yani Yalman döneminde G.Saray borcu olmayan bir kulüptü. Yalman'ın başarısının temelinde, "Büyük düşünmek, pahalı düşünmek değildir" politikası yatıyordu. Süren karizmatik ve vizyonu olan bir başkandı ama karar aşamasında "Her şeyi ben bilirim" hovardalığına bürününce, parayı nasıl kullanıp, yönlendireceğini bilmediğinden G.Saray borç ahtapotunun kollarına yakalandı. Eğer Süren, Hagi-Popescu-Taffarel-İlie-Filipescu gibi oyuncuları almasaydı, yerli futbolculara büyük paralar ödenmeseydi 4 yıl üst üste şampiyonluk yaşanmaz, G.Saray Avrupa'da efsane olamazdı. Ama başarı merdivenlerini tırmanırken G.Saray'ın efsane takımını yaratan Süren ve ekibi ne yazık ki Türkiye'nin uzun yıllar göremeyeceği zaferlerin ardından G.Saray'ı mali yönden güçlü bir kulüp haline getiremedi. Oysa Süren'in eline bu tür fırsatlar geçmişti. Ama karar verme konusunda atılan adımlar küçük olunca G.Saray borcu küçültme şansını kaybetti. Nasıl mı? Geçen gün spor servisine Ortega'yı Türkiye'ye getiren Celaleddin Bilgiç geldi. Geçmişe yönelik bir takım transfer olaylarını anlattı. Doğrusu ağzım bir karış açık dinledim. Bilgiç'in ağzından anlatıyorum: "1- Hakan Şükür, Inter'e gittikten sonra G.Saray İtalyan kulübüyle UEFA'lık olmuştu. Inter yönetimini Hakan için 9 milyon dolar bonservis ödemeleri konusunda ikna etmiştim. G.Saray yönetimine de ilettim. Mehmet Cansun, 'Olmaz. Benim UEFA'da tanıdıklarım var. 12 milyon dolara hallederim' deyince mahkeme uzun sürdü. 2- Emre ve Okan'ın Inter'e transferini ben yaptım. Inter Emre'yi istiyordu, Okan'ı da ben "Bonus" olarak zorla aldırdım. Ancak G.Saray yönetimine telefon açıp 'Bu çocukların mukaveleleri benim kasamda. Çocukların sağa sola çok borçları var. Eğer 2 milyon dolar bulursanız G.Saray'a imza atacaklar. Çünkü sezon sonu serbest kalıyorlar. G.Saray'ın sözleşmeli futbolcuları olarak Inter'e giderlerse kulüp büyük para kazanır' dedim. Burak Elmas bana 'Bu parayı bulamayız' cevabını verdi. Oysa bu iki oyuncu G.Saray'la sözleşme imzalasaydı onları 8.5 milyon dolara Inter'e verecektim. Ama G.Saray yönetimi anlamadı. 3- Inter santrfor arıyordu. G.Saray maliyetinden dolayı Jardel'i satmak istiyordu. Cansun'a teklif götürdüm bana, 'İyi olur' dedi. Inter 12 milyon dolar veriyordu. Cansun 16 milyon dolarda ısrar edince transfer gerçekleşmedi. Sonra Jardel'i G.Saray 5.5 milyon dolara sattı. Paranın yarısı da Real Sociedad'a Arif'in borcu olarak ödendi." Bilgiç'in anlattıklarına baktığımızda G.Saray o günlerde 29.5 milyon dolar kazanmayı yöneticilerinin inatları ve "Biz daha iyisini yaparız" düşüncesi yüzünden kaybetmiş. Bir de bu transferlere 15 milyon dolarlık Bülent Akın ile Serkan Aykut transferlerini eklersek Süren ve Cansun yönetiminin 45 milyon doları nasıl sokağa attığını görüyoruz. Bu arada Spehar, Horvath ve Mpenza'ya FIFA zoruyla ödenen paralar da cabası..
|