| |
|
|
Şam'da bayram günü
Uyarıyoruz; Cumhurbaşkanı Sezer bugün Şam'da elini iyi korusun. Suriye'nin genç lideri Beşşar Esad içte ve dışta öylesine yalnız ve tecrit edilmiş durumda ki, Sezer'in eline cankurtaran simidi gibi sarılıp bırakmak istemeyebilir. Cumhurbaşkanı ve danışmanlarına ve de kamuoyuna, tam bir panik havası esmekte olan Şam'daki gelişmeleri özetleyelim. Esad'ın amcası Rifat yeniden sahneye çıktı. Bir saray darbesi için 1980'lerde yönettiği özel güçlerin komutanlarını yanına çekmeye çalışıyor. "Yeğenim Suriye'yi yönetemeyecek kadar zayıf ve acemi" diyor, "Alevi klanının iktidarı korumasını ben sağlayabilirim." İktidar savaşı veren bir başka grubun başında da Lübnan'daki Suriye gizli servislerinin şefi Rüstem Gazali var. Esad'ın kardeşi Mahir, perde arkasındaki güçlü isimlerden kayınbiraderi Asaf Şefkat ve Behçet Süleyman'la güçbirliğine gidip Gazali'yi şimdilik evinde göz hapsine aldırdı. Komplo teorileriyle çalkalanan Suriye başkentinde Beşşar'ın babası Hafız Esad'ın 1982'de Hama katliamıyla (20 bin kişi öldü) kökünü kazıdığı Müslüman Kardeşler de boy göstermeye başladı. "Rejimin barışçı yollardan değişimi için silahlı kuvvetlere yardımcı olmayı" öneriyorlar. Talepleri: Tüm kesimlerin temsil edileceği ulusal kongre toplanması, Baas'ın iktidar tekeline son verilmesi, 30 yıldır yürürlükte olan olağanüstü halin kaldırılması... İşte böyle bir ortamda ABD, uluslararası topluluktan soyutlanmış Esad'a pazarlık önerdi: "Refik Hariri suikastiyle ilgili olarak, rejimin tüm ağır toplarını uluslararası adalete teslim edersen, seni rahat bırakırız." Biliyorsunuz, BM'nin suikasti araştıran komisyonu, raporunda Suriye'yi suçladı. Bunun üstüne Güvenlik Konseyi, oybirliğiyle suikast sorumlularının ortaya çıkarılıp yargılanmaları için uluslararası soruşturma açılması kararı aldı. Bu karar Esad için son darbe oldu. Çünkü suikastten bir süre önce yaptıkları son görüşmede, savurduğu tehditleri Hariri'nin banda aldığı anlaşıldı. Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın armağanı dolmakaleme yerleştirilmiş kayıt cihazıyla. ABD'ye boyun eğse, mahkemeye teslim etmesi gereken ağır toplar tarafından devrilecek. Eğmese, "Washington Post"un 10 gün önce ipuçlarını verdiği ABD'nin rejimi devirme planları devreye girecek. Sezer böyle bir Suriye'ye gidiyor. Ve rejimin sesi "Teşrin" gazetesi "Suriye'nin büyük konuğu Sezer, hoş geldin sefa getirdin" manşeti atıyor. Az bile... Esad'ın yerinde olsak milli bayram ilan ederdik!
|