Başkanlık sistemi
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'in siyah-beyazlı camiada başlatmak istediği başkanlık sistemi desteklenmeli. Aslında bu sistem tam anlamıyla yapılırsa müthiş olur. Çünkü böyle bir sistemde, dışarıda kalan değerli ve güçlü yöneticilerin de görev alma şansı doğar. Seçimlerde başkan, ikinci başkan ve genel sekreter dışında diğer yöneticiler, başka grubun adayı olduğu için dışarıda kalıyorlar. Yeni başkanlık sisteminde gruplar kalkar, hiçbir grubun etkinliği kalmaz ve başkanla pazarlığa girmez. Böylelikle Beşiktaş'ın önü de açılır. Çünkü tek hedef söz konusudur: Beşiktaş'a hizmet.
Güven sözle olmaz Beşiktaş'ta, Diyarbakır karşısında saha kenarında Rıza Çalımbay'ın yaptığı mücadeleyi futbolcular yapmadı. Rıza Hoca'nın Diyarbakır karşısında, "İyi futbol oynadık" sözüne katılmıyorum. Pozisyonlar olabilir; olmalı da. Ama rakibinin 5 futbolcusu eksik. Senin de bir hedefin var. Ancak futbolcuların biraz sana güveniyorlarsa, geleceklerini düşünüyorlarsa Del Bosque zamanındaki performanslarının üstüne çıkmak zorundalar. Rıza Hocam, gerçekten çok iyi niyetlisin. "Futbolcularıma güveniyorum" diyorsun ama oyuncuların sana güvenmiyor. Sana güvenmiş olsalar, seni bu kadar çıldırtmazlar. Yönetici Kıvanç Oktay'ın da her futbolcuya arkadaşça yaklaşmasını da göz ardı etmemek lazım. Her futbolcu parasını tıkır tıkır alıyor. Bugün Beşiktaş camiası sana güvendiği için bu takımın başındasın. Kimse seni kara kaşın kara gözün için getirmedi. Futbolcu sana güvenmek mecburiyetinde. Ayrıca forması için de ter dökmek zorunda. Buna mecburlar. Her gün gazetelerde transfer haberleri aldı başını gidiyor. Bu takımı ve futbolcuları olumsuz yönde etkiliyor. Lütfen sezon bitmeden bu tip transfer haberlerine fırsat verme.
Deriş ve ekibine tebrikler Beşiktaş yıllar sonra amatör branşlarda büyük bir başarı yakaladı. Hentbol takımı yenilmeden şampiyon oldu. Atletizm ve kürekte zirveyi yakalarken, voleybolda da şampiyonluğa ramak kaldı. Gerçekten amatör branşları şaha kaldıran Bülent Deriş ve ekibini kutlamak gerekir. Beşiktaş, artık tribünlere taraftar çekecek transferler yapmalı. Eğer iyi futbolcu almak istiyorsan, onun formasını satmak istiyorsan, Emre Belözoğlu'nun yerine Figo gibi bir ismi getirmek daha akılcı. Çünkü hem forma satışı olsun, hem profesyonellik açısından olsun Türkiye'de Hagi'den sonra gelen en iyi yabancılardan biri olur. Ve takıma da ağabeylik yapar. Beşiktaş'ın hedefi bitmedi. Tam tamına 8 maç var önünde. Bu de 24 puan eder. Rakiplerinin birbiriyle karşılaştığı düşünülürse, Beşiktaş ligin sonunda üçüncü de olabilir, Şampiyonlar Ligi'ne de gidebilir. İşte bir Galatasaray, bir Gençlerbirliği, bir Diyarbakır maçında tam tamına 7 puan kaybedildi. Beşiktaş, bunları kazanmış olsaydı, bugün Trabzon'un üstünde, Galatasaray'ın da yanında olacaktı. Matematik böyle söylüyor. Ankaragücü maçı zor maç olacak. Bu maçta artık Rıza Hoca, geleceğin takımını kurmalı ve isme göre değil işe göre forma vermeli. Böyle yapsın ki başarılı olsun. Yoksa futbol acımasızdır ve başarısızlığa tahammülü yoktur.
|