|
|
|
|
'Basit bir maydanoz davası değil'
Askeri Başsavcı kıdemli Albay Saim Öztürk, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı konutunun mutfak harcamalarında Hazine zararının 160 milyar lira olduğunu belirterek, ''Bu, davanın basit bir maydanoz davası olmadığını ortaya koymaktadır'' dedi.
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral İlhami Erdil, eşi Füsun Erdil, kızı Deniz Erdil, Erdil'in emir subay yardımcısı emekli Yüzbaşı Yalçın Kayatunç ve Erdil'in kızının gizli ortağı olduğu öne sürülen Şirin Melek Özden'in yargılanmalarına devam edildi.
Askeri Başsavcı kıdemli Albay Saim Öztürk, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı konutunun mutfak harcamalarında Hazine zararının 160 milyar lira olduğunu belirterek, ''Bu, davanın basit bir maydanoz davası olmadığını ortaya koymaktadır'' dedi.
Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, sanıkların avukatları katıldılar. Duruşmada, İlhami Erdil'e yönelik suçlamalara ilişkin İstanbul'da dinlenen tanıkların ifadeleri okundu.
Erdil'in, Etiler'deki iki evin alımında yardım ettiğini öne sürdüğü teyzesinin oğlu Muhterem Kolay'ın oğlu Selçuk Kolay, babasının Koç Holding'te Vehbi Koç ile çalıştığını söyledi. Erdil'in emekli olmadan önce, İstanbul'dan ev almak istediğini babası Muhterem Kolay'a ilettiğini anlatan Selçuk Kolay, ''Babam, 'İlhami Erdil'e babalık yapacağız. Hayırlı olur inşallah' dedi ve ev alındı. Evin parasının kim tarafından karşılandığını bilmiyorum'' diye konuştu.
GAYRİMENKULLERİN DEĞERİ
Bilirkişilik yapan emlakçı Ahmet Mamak da Deniz Erdil'in bahçe katındaki dubleks dairesinin 1999 yılının Mayıs ayında, İlhami Erdil'in aynı binadaki çatı katı dubleksinin ise 1999 yılının Aralık ayında alındığını, evlerin alımında Muhterem Kolay'ın pazarlık yaptığını söyledi.
Mamak, çatı katı dubleksinin bugünkü değerinin 800 bin dolar, bahçe katı dubleksinin ise 450 bin dolar civarında olduğunu kaydetti. Dönemin Kuzey Deniz Saha İkmal Grup Komutanı Albay Bahri Mısırlı ise Erdil'in, emir subayı Kayatunç'un müteahhit kardeşi Engin Kayatunç'a iş verilmesi için kendisini aradığını iddia etti. Erdil'in, kötü niyetli davranmadığını anlatan Mısırlı, ''Kayatunç ve kardeşi, Erdil'in telefon etmesini kullandılar, onu yanlış yönlendirdiler ve bana karşı rahatsız edici tavır içine girdiler'' dedi.
''1 LİRALIK İŞİ 5 LİRAYA YAPACAKTI''
Erdil'in Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'ndaki yangın tüplerinin değiştirilmesini istediğini, Engin Kayatunç'un da ''İşi ben alacağım'' dediğini ifade eden Mısırlı, şunları söyledi:
''Engin Kayatunç yüksek teklif verdi. Ben de işi ona yaptırmadım. Bir kuvvet komutanının emrini yerine getirmemek, albay rütbesindeki bir kişiyi sıkıntıya sokar. Komutanıma, (bana yazılı emir ver) diyemezdim. Engin işi alsaydı, 1 liralık iş 5 liraya çıkacaktı ve komutan sıkıntıya girecekti. Komutanım zaman zaman arayıp Engin'e yardımcı olup olmadığımı sorardı ve bazen zedeleyici şekilde konuşurdu. Baskılardan bunalmıştım. Kalp spazmı geçirdim. Konuyu sonunda dönemin Kuzey Deniz Saha Komutanı Korgeneral Özden Örnek'e açtım. O da bana, 'doğrulardan ayrılma' telkininde bulundu.''
Tanık ifadelerine karşı söz isteyen Erdil'in avukatı Dinçer Eskiyerli, Mısırlı'nın, Erdil döneminde tahkikat geçirdiğine, hakkında halen süren 2 ayrı dava bulunduğuna işaret ederek, tanık ile müvekkili arasında husumet bulunduğundan ifadelerinin dikkate alınmamasını talep etti.
''KONUTTA 5 YILDIZLI AĞIRLAMA''
Duruşmada, Erdil'in eski özel kalem müdürü Tuğamiral Cem Güldeniz de tanıklık yaptı. Güldeniz, Kayatunç'un, zamanının büyük bölümünü İstanbul'da başıboş geçirdiği iddialarıyla ilgili olarak, ''Yüzbaşı Kayatunç'u Ankara'da ayda 1 ya da 2 kez görürdüm'' dedi. Güldeniz, Kayatunç'un İstanbul'da olduğu zamanlar Erdil'i sık sık cep telefonuyla aradığını söyledi.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı konutunda sadece misafir kuvvet komutanlarına ve NATO komutanlarına verilen yemeklerden haberi olduğunu belirten Güldeniz, ''Konutta 5 yıldızlı otel kalitesinde ağırlama yapıldığını gördüm. Misafirlere de özel hediyeler verilirdi''dedi.
Bunun üzerine söz alan Askeri Başsavcı kıdemli Albay Öztürk, tanığın Kayatunç'un Ankara'da ayda 1 ya da 2 kez görünmesiyle ilgili sözlerinin iddialarını destekler nitelikte olduğunu kaydetti. Öztürk, ''Doğal olan, Kayatunç'un Ankara'da değil, İstanbul'da ayda birkaç kezgörünmesidir'' dedi.
''MAYDANOZ DAVASI DEĞİL''
Erdil'in 2 yıllık görevi süresince Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Konutu'nda 30 yemek düzenlendiğini bildiren Öztürk, ''Her davette 20-25 kişinin ağırlandığı varsayılsa, tutarı birkaç yüz milyon lirayı geçmemesi ve 2 yıllık masrafın 25-30 milyar lira kadar olması gerekirdi. Hazine zararının 160 milyar lira olması, davanın basit bir maydanoz davası olmadığını ortaya koymaktadır'' diye konuştu.
Diğer tanıklar Flamingo pastanelerinin kurucu ortağı Saffet Tarı ve Tahmis Kuruyemiş'in ortağı Yavuz Çetinkaya, konuta siparişler doğrultusunda mal gönderdiklerini ve fatura bedelini tahsil ettiklerini söylediler.
Çetinkaya, soruşturma sırasında verdiği ve duruşmada okunan ifadesinde de, ''1999 yılında 3 partide 12.5 milyar liralık kuruyemiş sattık. İyi bir alışveriş olduğunu söyleyebiliriz'' dedi. Tanıkların dinlenmesinin ardından söz alan Şirin Melek Özden'in avukatı Şevki Lülecioğlu, müvekkili hakkındaki gıyabi tutukluluk kararının yasal düzenlemeler ve hukuki durumu göz önüne alınarak kaldırılmasını istedi.
MAHKEME YEMEK LİSTESİNİ İSTEYECEK
Mahkeme heyeti, Askeri Başsavcı Öztürk'ün de talebi doğrultusunda, Özden'in ''görevi kötüye kullanmaya iştirak'' suçundan gıyabi tutukluluk halini kaldırdı. Ancak Özden, İstanbul tersanesine boya alımıyla ilgili davada ''ihaleye fesat karıştırmak'' suçundan halen gıyabi tutuklu bulunuyor.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan 1999 ile 2001 yılları arasında konutta yapılan ağırlamaların ve yemek listelerinin istenmesine karar veren heyet, bazı tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 25 Mayıs 2005 tarihine erteledi.
İddianamede, Erdil hakkında 5 ayrı ''görevi kötüye kullanma'', bir olaydan dolayı ''görevi suiistimal'' ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun 13. maddesinde tanımlanan ''haksız mal edinme'' suçlarından 18 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Füsun ve Deniz Erdil, Yalçın Kayatunç ve Şirin Melek Özden hakkında ise Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''görevi kötüye kullanma'' eylemini düzenleyen 240. maddesi uyarınca 1'er yıldan 3'er yıla kadar hapisleri isteniyor.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|