|
|
|
|
|
|
Depresyonu hayalle yenin
Psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli bahar aylarında da görülen depresyonun ilacının spor, doğru beslenme ve güzel hayaller kurmak olduğunu söylüyor. Kafayla topa vurmak ve bungee jumping yapmak ise beyne çok zararlı.
Güzel hayaller beyni rahatlatır
Depresyonda mısınız yoksa depresyona girmek üzere misiniz? Dr. Tanju Sürmeli doğru beslenmenizi ve spor yapmanızı öneriyor. Ve bir de uzmana görünmenizi.
Beynimiz. Aslında en çok önem vermemiz gereken ama aksine, en fazla ihmal ettiğimiz organımız. Oysa yaşadığımız her şeyi ona borçluyuz. Mutlulukları, sevinçleri, üzüntüleri, depresyonları, heyecanları... Çünkü görünen o ki ona ne kadar iyi bakarsak, o da bize o kadar iyi davranıyor.
* Bahar geliyor. Halsizlikler, yorgunluklar, depresif haller baş göstermeye başladı... Aslında insanlarda kışın olması beklenen şeylerdir bunlar. Güneşin açması, baharın, yaz aylarında gelmesiyle birlikte depresyondan çıkması gerekir insanların. Ama son zamanlarda bahar ve yazın depresyona girip, sonbaharda depresyondan çıkanlar olmaya başladı.
* Neden yaşıyoruz bu depresyonları? Mevsime göre farklılık gösteren duygusal değişimlerin nedeni; beynin melatonin salgısından ileri geliyor. Melatonin bize mutluluk veren bir salgıdır. Gün ışığıyla bağlantılı olarak salgılanır. Kışın, melatoninin düzensiz salgılanması nedeniyle depresyon oluşabiliyor. Bahar ve yaz aylarında oluşan depresyonun nedeni ise kesin olarak bilinmiyor. Ama bahar aylarında halsizlik, uykusuzluk, yataktan çıkmak istememe gibi depresif şikayetlerle sıkça karşılaşıyoruz.
* İnsan nasıl depresyona giriyor, neler değişiyor beynimizde? Bir çok faktörün bir araya gelmesi gerek depresyon için. Büyük olasılıkla beyindeki elektriksel ve kimyasal düzensizliklerimiz, ailemizden aldığımız genler, çevre şartları, stres bunun en belli başlı nedenleri. Beyin mekanizmasında bir arıza oluyor kısacası. Hangi genlerin depresyona neden olduğu kesin bilinemiyor. Ancak incelendiğinde, özellikle manik depresif kişilerin aile fertlerinde de aynı bulgulara rastlanıyor.
* Depresyonda olmakla, manik depresif olmak arasındaki fark nedir? İnsan duygularını normal bir çizgi olarak düşünün. O çizginin altına düştüğünüzde depresyon; üstüne çıktığınızda ise hipo-manik ya da manik olursunuz. Yani depresyonun tam tersi; çok neşeli ve konuşkansınızdır.
* Depresyonda olduğumuzu nasıl anlayacağız? Hayattan zevk almama, halsizlik, cinsel isteksizlik, iştahsızlık ya da tam tersi aşırı yeme depresyonun başlıca belirtileridir. Ama kimi hastalar ölümü düşünür, hatta ölüm planları bile yapar. Depresyonda olan bir kişiye "Hadi çık bir hava al. Bak dışarısı ne güzel, çiçekler ne güzel, hayat ne güzel" deseniz de o bunu algılayamaz. Beyin her şeyi negatif algılıyordur çünkü. Depresyonda beyin şunu öğreniyor; ben bunu yapamam! Siz söyleseniz de yapamaz ancak tedavi olması lazım. Ama kendini birkaç saat ya da gün depresif hisseden birine iyi gelebilir bu söyledikleriniz. O yüzden depresyonla, depresif hissetmeyi karıştırmamak lazım.
* Daha çok kimler depresyona giriyor? Yaşam biçiminiz çok önemli. Yalnız mısınız, bekar mısınız, dul musunuz, işiniz var mı..? Bu soruların cevapları sizi depresyona sürükleyen nedenlerden biri olabilir. Özellikle evli olanlar daha korunaklı depresyona karşı. Aile desteği olan kişilerde depresyona çok daha az rastlanıyor. Bunun yanısıra alkol ve uyuşturucu kullananlar depresyon geçirmeye daha yatkın. Çünkü beyinlerinde zaten elektriksel bir düzensizlik var.
* Yani beyin aslında bir makine ve burada gerçekleşen arızalar bizim davranışlarımızı da değiştiriyor... Kesinlikle öyle. Beyin bir harmony içinde çalışırken gerekli kimyasallar gereken yerlere istediğimiz miktarda ve akımda gitmemeye başlıyor. Bu oluştuğu zaman da hayattan zevk almama, uykusuzluk, takıntı, intihar düşünceleri ortaya çıkıyor. Ama bunlar tamamen beynin kendisindeki değişikliklerden dolayı oluşuyor. Yani psikolojik değişikliklerden değil.
* Zaman içinde yaşanan sıkıntılar, korkular, travmalar yıllar sonra bir depresyona dönüşebilir mi? Elbette, hatta daha anne karnından çıkarken bile kafamızın sıkışması, az oksijen almamız bile beynimizin gelişimini etkiliyor. Çocukken düşüyoruz, kalkıyoruz... Bilincimizi kaybetmesek bile bunlar beynimizde bir takım elektriksel değişimlere, düzensizliklere neden olabiliyor. Ya da bir trafik kazası geçirip kafamızı çarpıyoruz. Dışardan her şey normal gözüküyor. Taa ki çok sıkıntılı bir dönemimizde bunların hepsi bir araya gelip; pat diye patlayana kadar. Sonra insanlar "Ayşe'ye ne oldu, Fatma'ya ne oldu?" diyor. Halbuki o beynin altında yatan bir çok düzensizlik vardı. Birkaç günde oluşmuyor hiçbir şey.
* Depresyon nasıl tedavi edilir? En kabul gören yöntem ilaçtır. Ama ilacı kesinlikle kişiye göre vermelisiniz. Yani "X ilaç arkadaşıma iyi gelmiş, ben de kullanayım" demek çok yanlış. Bir de Amerika'da uzun yıllardır, Türkiye'de ise son birkaç yıldır uyguladığımız neurofeedback'le tedavi var. Elektro şok ise artık dünyada hastalara çok nadiren uygulanıyor.
* Neurofeedback nedir? Burada hiç ilaç kullanmaksızın, beyine nasıl davranması gerektiğini öğretiyorsunuz. Yani beyin koşullandırılmak suretiyle kendi kendini tedavi ediyor. Önce hastanın beyninin elektrik aktivitesi alınıp kaydediliyor. Sonra bunu data bankasında kendi yaş grubuyla karşılaştırıyoruz. Data bankası depresyon ya da manik depresyon olup olmadğı konusunda sizi uyarıyor. Buna göre de hastaya rahatsızlığına yönelik bir takım alıştırmalar vererek, beynin çalışma sistemini düzenleyebiliyoruz.
* Bu gerçekten işe yarıyor mu? Elbette, hem de ilaç tedavisinden çok daha kısa sürede iyileşmek mümkün. Depresyon, manik depresyon, dikkat ve konsantrasyon bozukluğu, hiper aktivite, obsesyon gibi birçok rahatsızlık bu yolla tedavi edilebiliyor.
BOL BALIK VE PROTEİN ALIN * Türkiye'de insanlar psikiyatriste gitmekten çekiniyor. Peki millet olarak depresyona yatkın mıyız? 20 yıl önce Amerika gibi gelişmiş ülkelerde depresyon geçiren; bizde ise nörotik, yani "hastalık hastası" olanların sayısı fazlaydı. Ama hayat şartlarının zorlaşması, ekonomik sıkıntılar, çevresel faktörler nedeniyle artık eskisinden çok fazla depresyon olayı söz konusu. Ama hastaların yüzde 50'sinden fazlası bilerek ya da bilmeyerek zaten ayakta geçiriyor hastalığı. Belki de doktora gitmeden kendi kendine duyduğu bir ilacı alıyor.
* Peki depresyondan korunmak için neler önerirsiniz? En önemlisi spor ve doğru beslenme. Beynin protein alımını artırıp, karbonhidrat alımını azaltmak gerek. Beyine yüzde 80 civarında protein, yüzde 20 civarında şeker lazım. Omega 3'ün de depresyona çok iyi geldiği kanıtlandı. Bol balık yemek veya balık yağı almak çok yararlı. Bir de yaşadığınız stresi başka yere taşımamayı öğrenmelisiniz. Diyelim stresli bir gün geçirdiniz. Evinize dönerken araba kullanmıyorsanız, yolda gözlerinizi kapatıp bir süreliğine çok güzel bir yerde olduğunuzu hayal edin. Ya da işten çıkmadan bir 5-10 dakika yapın bunu. Güzel, olumlu şeyler düşünmek beynin alfa dalgalarını artırır. Sağlıklı alfa dalgalarının ise beyni rahatlattığını biliyoruz.
İlknur KIZILTOPRAK
|
|
|
|
|
|
|
|
|