Yeni lider ve amblemli ANAP
Yakın geçmişe kadar, "Ben ANAP'lıyım" deme cesaretini gösterecek kişi bulma olanağı yoktu. Üst üste gelen ekonomik krizler ve hakkında isnat edilen suçlamalardan dolayı ANAP'lılar, parti adını söylemekten utanır sıkılır hale gelmişti. Bu psikolojinin ağır baskısıyla, ANAP iki yıl önce kongresini bir otelin salonlarında yapmak zorunda kalmıştı. Genel Başkan Vekilliği'ni düne kadar yürüten Halil İbrahim Özsoy'un şu sözleri her şeyi anlatmaya yetiyordu: "Geçen yıl doğalgaz parasını ödeyemediğimiz için kışı paltoyla çalışarak geçirdik. Koca binaya bir kişi girince, ayak sesini takip edip, acaba bana gelip umut verecek mi diye Genel Başkan odasında beklediğim günler oldu..." Mehmet Keçeciler'in sözleri de benzerdi: "İki yıl önce partinin kongresine en yakın arkadaşlarımız dahi gelemedi. Otel salonunda kongre yapmak zorunda kaldık..." Lütfullah Kayalar'ın sözleri de farklı değildi: "Öyle bir dönem yaşandı ki, partide 20 yıl içinde görev yapan, bakan, milletvekili, belediye başkanlarını bir araya toplayamadık. Bırakın partiyi, sandığa gidip oy veremediler..." Bu sözlerin söylendiği ANAP'ın dün yapılan Olağanüstü Kongresi'nin yapıldığı salon iki yıl öncesinden çok farklıydı. ANAP'lı olduğunu söylemeye utanıp, sıkılan, partinin önünden geçmeye dahi çekinen insanlar, dün Atatürk Spor Salonu'nu tıklım tıklım doldurmuştu.
Mumcu'nun söylemi Bunda, Erkan Mumcu'nun, 10 milletvekili ile ANAP'a dönmesinin yarattığı yeniden diriliş umudunun olduğunu kesin... Erkan Mumcu da dünkü konuşmasının başlangıcını, özgüveni canlandıran "biz kimiz" açılımıyla bu umut üzerine oturttu. Mumcu'nun konuşmasının bütününe gelince; Her ne kadar doğrudan söylemese de AKP'ye geçişinin nedenini, "Ülke tek parti iktidarında istikrara kavuşuyor" gerekçesine dayandırdı. Erdoğan başkanlığındaki AKP'nin Türkiye için umut ve gelecek yaratmadığını belirterek de ANAP'a dönüşünün gerekçesini koydu. Buraya kadar salondaki hava oldukça sakindi. Ne zaman ki metinden uzaklaşıp Başbakan Erdoğan'a yönelik eleştirileri gelmeye başladı, salon canlandı. Mumcu, bugüne kadar ANAP'a yapıştırılmış, ağır ithamları Erdoğan'a yüklemeye başladıkça, salondaki delegeler ve izleyiciler üzerinden sanki bir yük kalkmış gibi oldu. CHP'li milletvekillerinin ihale karşılığı AKP'ye geçtikleri, otel lobilerinde iş bağlandığı yönündeki suçlamaları gelince de salon coştu. Mumcu'nun, ANAP'a yapışan isnatları Erdoğan'a yolladığı her cümlesi, sanki salondakilerin üzerinden bir kürek yük kaldırıyordu. Her ne kadar Erdoğan'a yönelik eleştirilerine büyük alkış gelse de eleştirilen ve yanlış anlaşılan noktaları da vardı. Başlangıçta tereddüt edip sonra söylediği, "Başbakan bir yerleriyle köyü, dağı yıkıyor" sözü salondakilerin de eleştirisini aldı. Erdoğan'ın Ankara'da oturduğu mahallenin ismini kast ederek söylediği, "O zaman Subayevleri muhtarı mıydı?" sözü ise yanlış anlaşıldı.
Yeni ANAP Mumcu, konuşmasında ANAP'ın yıpranan imajını değiştirmek için, "Yeni ANAP" yaratma gayretinde olacağını da gizlemedi. ANAP'ın bal peteği şeklindeki Türkiye haritası üzerindeki arı amblemine bir de güneş ekleyeceklerini açıkladı. Aslında, ANAP ilk kuruluşu aşamasında Özal'ın hazırlattığı amblemde, yıldızın içinde bal peteği şeklindeki Türkiye haritası üzerindeki arı bulunuyordu. Yahudi amblemini veya komünizmi çağrıştıracağı düşüncesiyle yıldız daha sonra çıkartılmış, amblem bugünkü haline getirilmişti. Şimdi, Mayıs ayında yapılacak olan tüzük kongresinde ANAP amblemine güneş de eklenecek. Kongreden 852 oy alarak Genel Başkan seçilen Mumcu, her ne kadar "Reddi miras içinde olmayacağım" dese de "Yeni parti, yeni amblem" sloganıyla, partinin eskiyle bağının koparılacağının sinyalini verdi. İlginçtir ki, Genel Başkan seçildiği 1991'de Mesut Yılmaz da benzer bir tavır göstermişti. Bunun ne kadar doğru bir politika olduğunu ise zaman gösterecek...
|