 |
| Sinema tanrıçaları DVD'de
|
|
Teknoloji, sinemada bir daha izleyemeyeceğimiz yıldızları evimize getiriyor. Beyazperdenin kilometre taşlarını oluşturan klasik filmlerin arasında Rita Hayworth Marilyn Monroe ve Brigitte Bardot'nun yeri ayrı.
Ne güzel DVD'ler çıkıyor. Önceleri sadece güncel filmler, o da en popüler olanları satışa sunuluyordu. Oysa pazar büyüdükçe ve özellikle gençler bu yeni teknolojiyle çabucak kaynaştıktan sonra, ürünler çeşitlendi. Ve hemen her gazete bunları duyurmaya başladı. Ama beni asıl heyecanlandıranlar klasikler. Çünkü yeni filmleri nasılsa günü gününe izliyorum. Üstelik hemen hepsini... Ama klasikleri bulup izlemek kolay değil. Hele ülkemizde... Digiturk, CNBC-e ve bir ölçüde de TRT, bu görevi yerine getirmeye çalışıyor ama yine de yeterli değil. O açıdan, klasik filmlerin DVD'leri, varolan bu açlığı doyurma yönünde büyük işleve sahip. Ama DVD yazarları nedense onları pek duyurmuyor. Oysa çok önemli filmler bunlar ve ancak bunları bilip izleyerek günümüz sinemasını da iyi değerlendirebiliriz. Neler, neler çıktı son zamanlarda... Topluca bakarsak, Tiglon'dan "Ben Hur", "Cleopatra", "Doktor Jivago", "Truvalı Helen", "Çanlar Kimin için Çalıyor" , "Devlerin Aşkı", "Bir Avuç Dolar İçin", "Bir zamanlar Amerika'da", "Maymunlar Cehennemi", "Sonsuz Ölüm", "Being There-Merhaba Dünya" (üzerindeki aptalca yazı gibi "Bir Yerde" değil!), "Sinek" vb. çeşitli dönemlerden unutulmaz filmler. Aralarında müzikal tutkunlarını mest edecek "Yağmur Altında", "Meet Me In Saint Louis- Missouri Şarkısı", "Yüksek Sosyete", "All That Jazz" gibi unutulmaz müzikaller de var. Ben bu ürünlere nispeten geç ulaştım ve bu arada, piyasada kalmadığı bildirilen Visconti filmi "The Damned- Lanetliler", klasik savaş filmleri "Twelwe O'Clock High- Son Vazife" ya da "Objective Burma- Burma Harekatı" (ilki Gregory Peck, ikincisi Errol Flynn filmi) gibi DVD'leri ancak köşede bucakta bulabildim.
OSCAR'LI FİLMLER
Sonra Sony Classics filmleri. Genelde Columbia ve Tristar şirketlerinin filmlerini çıkaran bu şirkette kimi heyecan verici filmler var; örneğin  Elia Kazan başyapıtı, Marlon Brando'ya ilk Oscar'ını kazandıran "Rıhtımlar Üzerinde", sinema tarihinin en ünlü birkaç mahkeme filminden biri olan Otto Preminger imzalı "Bir Cinayetin Anatomisi", tam bir klasik, Pearl Harbor üzerine ünlü Fred Zinnemann filmi "İnsanlar Yaşadıkça". Martin Scorsese başyapıtı "Taksi Şoförü" ya da Richard Attenborough'un sinema tarihinin en ünlü biyografik filmlerinden olan Oscar'lı yapımı "Gandhi" gibi... Palermo adlı dağıtım şirketi, genelde Paramount klasiklerini çıkarıyor. Bu şirketin Oscar'lı sanat filmlerinden "Country Girl- Taşra Kızı" (Grace Kelly'ye Oscar getirdi) "High Noon- Kahraman Şerif" (Gary Cooper'e Oscar getirdi), "Dön Bana" (Shirley Booth'a Oscar getirdi) ilgiye değer. Şirket, büyük komedyen Jerry Lewis'in kimi filmlerini çıkardığı gibi, listesinde de bir Polanski üçlemesi göze çarpıyor: "The Tenant-Kiracı", "Çin Mahallesi" ve "Rosemary'nin Bebeği" bir arada. Daha ne istenir? Ancak, burası tam olarak sinema sayfası olmadığından, ben sizlere asıl üç sinema tanrıçasından söz etmek istiyorum. Hepsi de sinema tarihinde kadın güzelliği veya cinsel cazibe denince akla ilk gelen isimlerden... Şimdi onları, en güzel kimi filmlerinin kusursuz görüntülü DVD'leriyle anmak hoş olmaz mı? Önce, kıdem sırasıyla, Rita Hayworth. Kimse onu kadar kışkırtıcı olamadı, o sansür döneminde ve o siyah-beyaz estetik içinde o kadar baştan çıkarmayı bilemedi. Filmlerinde dans edip (Dansözlükten geliyordu) "Amado Mio", "Put the Blame on Mame" veya "Trinidad Lady" gibi şarkılarını söylediğinde, sanki zaman dururdu. Cazibesini iyi kullandı, İsmailiye mezhebinin lideri Ağa Han'ın oğlu Ali Han'la evlenerek, bir tür kraliçe oldu. Sonu Alzheimer hastalığıyla gelen bu çok özel kadından, kara-film başyapıtı "Gilda", kara-filmin Orson Welles tarafından yorumlanışının eşsiz örneği "Şangaylı Kadın" ve müzikal  başyapıtı, onun ne kadar iyi bir dansçı da olduğunu gösteren "Kapak Kızı" çıktı. Sonuncusu tek renkli olanı ve Gene Kelly'yle dansları müthiş. (Sony) Marilyn Monroe'dan üç birbirinden güzel komedi çıktı: "Bus Stop- üs Durağı", onun oyun gücünü en iyi gösterdiği filmlerden biri, şirin bir tiyatro oyunu uyarlaması. "Milyoner Avcıları", ilk filmlerinden biri ve yanı başında Betty Grable ve Lauren Bacall da var. Bir diğeri, Howard Hawks'ın son derece alaycı komedisi ve aynı zamanda bir müzikal başyapıtı da olan "Erkekler Sarışınları Sever". Marilyn'le esmer bomba Jane Russell'ın dans ve şarkıları son derece başarılı ve bu, Marilyn'in simgesi haline gelen ünlü "Diamonds Are A Girl's Best Friend"i söylediği film... Marilyn mucizesi üzerinde düşünmek, onun geçen zamana karşı dayanıklı ölümsüzlüğünün nedenlerini kavramak ya da sadece iyi vakit geçirmek için, mutlaka edinin. (Tiglon)
BRIGITTE İÇİN ALBÜM
Ve de, Brigitte Bardot... O 1950'lerin sonlarında ortalıkta boy gösterdiğinde, sinemada kadın imajı yepyeni bir yöne doğru gitti. Bağımsız, başına buyruk, zevk düşkünü, erkekleri limon gibi kullanıp sıkan, ama klasik vamp da olmayan çocuksu bir kadın imajı, bu kez yaşlı Avrupa'nın yüreğinden çıkıp dünyayı fethetti. Ve Bardot bir anlamda Marilyn'in tahtına oturdu. Onun ilk ününü yapan Roger Vadim filmi "Ve Allah Kadını Yarattı"nın görkemli bir DVD'si çıktı. "Ve Tanrı Kadını Yarattı" adıyla... Görkemli, çünkü filmin yanı sıra Brigitte'in tam 98 renkli resmini içeren, kuşe kağıda basılı bir albüm de sunuluyor. Simone de Beauvoir'in Bardot üzerine metni ve Sam Levin'in fotoğraflarıyla... Bir sanat eseri bu. Ve ikisi birden makul bir fiyata (49 YTL) satılıyor. Almaya değer. (SAGA)
|
