|
|
Ne hallere geldik!
2002 yılının haziran ayını hatırlıyorum. Dünya bizi konuşuyordu. Kore'de zaferden zafere koşuyorduk. Hasan Şaş saçsız başıyla bir dünya markasıydı. Ümit Davala ve İlhan Mansız saçlarıyla tüm dünya gençliği için birer idol haline gelmişlerdi. Futbolumuz göz kamaştırıyordu. Yarı final oynadığımızda, tüm dünya, Brezilya'yı geçersek finalde favori olarak Türkiye'yi görüyordu. Cicim ayları çabuk geçti. "Dünya şampiyonu olur muyuz, olmaz mıyız" diye tartışırken, şimdi Gürcistan gibi zayıf bir takımı nasıl yenebileceğimizi kara kara düşünmeye başladık. "Attan inip eşeğe binmek" her halde bu olsa gerek. Peki, niye bu hale geldik? Cevap çok açık. Dünya üçüncülüğünü taşıyabilecek ne kültürümüz ne de vizyonumuz var da ondan. Dünya üçüncüsü olduk, futbolumuz kirlendi. Dünya üçüncüsü olduk, bir türlü genç oyuncuları Milli Takım'a monte edemedik. Dünya üçüncüsü olduk, dünyanın büyük takımlarına oyuncularımızı yollayamadık. Dünya üçüncüsü olduk, ligimiz yabancı oyuncularla doldu. Kısaca tüm bu yanlış politikalar futbolumuzu dünya üçüncülüğünden, üçüncü dünya ülkesi futboluna taşıdı. Ve şimdi matematik hesapları yapıyoruz. Acaba Gürcistan'ı yenip, Ukrayna da Danimarka ile berabere kalırsa, biz de Ukrayna'yı orada ve Yunanistan'ı burada yenip ikinci olabilir miyiz diye? Ne büyük acı değil mi?
|