|
|
|
|
ABD'nin PKK tavrı değişse...
Türkiye-ABD Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Egemen Bağış, son zamanlarda Türkiye'de anti Amerikancılık dalgası olduğunu iddia edenler olduğunu, ABD'nin PKK konusundaki tavrı değiştiği anda o dalganın çok farklı bir boyuta geçeceğine inandığını söyledi. Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Bursa Şubesi'nin Beceren Restoran'da düzenlenen aylık olağan toplantısına katılan Bağış, Türkiye ile ABD'nin 200 yıllık bir geçmişi bulunduğunu, bunun 60 yılının stratejik ortaklık çerçevesinde geçtiğini anımsatarak, iki müttefikin Kore'den bu yana Kosova, Afganistan, Somali ve Ortadoğu'da birlikte hareket ettiğini belirtti. İki ülkenin, son dönemde Irak'ın toprak bütünlüğü konusunda görüş birliği içinde olmalarına karşın, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki beklentilerine istediği yanıtı alamadığına dikkati çeken Bağış, geçmişte PKK'yı hiçbir Avrupa ülkesi terör örgütü olarak görmezken, ABD'nin ilk kez terör örgütü olarak kabul ettiğini anımsattı. Bağış, aynı işbirliğini Irak'ta da görmek istediklerini ifade ederek, şunları söyledi: ''Ama maalesef PKK mensuplarının Kuzey Irak'ta ellerini kollarını sallayarak serbest dolaşmaları bizim ağırımıza gidiyor... Tabi Kerkük'teki nüfus dalgalanmaları da hoşumuza gitmiyor... Bu konuda son dönemde 3'lü görüşmeler başladı Türkiye, ABD ve Irak arasında. Görüşmelerin netice vermesinin çok olumlu faydası olacaktır.''
''ANTİ AMERİKANCILIK'' Türkiye'de, son zamanlarda anti Amerikancılık dalgası olduğunu iddia edenlerin bulunduğunu ifade eden Bağış, ''ABD'nin PKK konusundaki tavrı değiştiği anda o dalganın çok farklı bir boyuta geçeceğine ben gerçekten inanıyorum'' dedi. Bağış, ''Amerikan basınında da Türkiye aleyhine yapılan yorumların'' hatırlatılması üzerine, şöyle devam etti: ''Bu, zincirleme kaza gibi bir şey bana sorarsanız. Aksiyon reaksiyon. Türk medyası bir şey yazıyor, Amerikan medyası bir şey yazıyor... Benim iddiam: Eğer ABD, PKK konusunda hassasiyetini artırırsa ve Türk halkının en önem verdiği konulardan biri olan bu konuda biraz daha ciddi adımlar atarsa, (Bizim komşularımızdan yıllarca PKK'ya destek vermekle suçladığımız İran ve Suriye de artık kendi topraklarında yakaladıkları PKK'lıları Türkiye'ye teslim ediyorlar) Amerikalı müttefiklerimizin de birkaç sembolik de olsa girişiminin Türkiye'de olduğu varsayılan anti Amerikan dalgayı kıracağına ben gerçekten inanıyorum. Buradaki kırılma oradaki kırılmayı da getirecektir. Ama Türk-Amerikan ilişkileri o kadar tarihi, kapsamlı bir ilişki ki bunun sadece tek bir konuya, PKK veya Irak'a ipoteklemek bence haksızlık olur... Bence bizim medyamız onların medyasından fazla ciddiye alıyor. Çünkü ABD'de yüzlerce gazete var, binlerce köşe yazarı var. Bunlardan biri bir yazı yazıyor, ısmarlama olduğu her yerinden belli olan bir yazı. Biz bunu Türkiye'de manşet yapıyoruz. Bence bu kadar ciddiye almamamız lazım.''
''AB'YE ÖNEM VERİYORUZ'' AB'nin, Türkiye'nin birçok tedirginliğini ortadan kaldıracak bir proje olduğunu savunan Bağış, şu görüşleri dile getirdi: ''Türkiye'ye gelen yabancı yatırımcıların size bana komik gelebilir, ama 2 korkusu vardır. Acaba Türkiye'de yeniden bir askeri darbe olur mu? Bir de acaba şeriat gelir mi? Bana sorarsanız bu iki komik ve saçma iddiayı da ortadan kaldıran bir sonuçtur AB. Türkiye'nin istikrarının garantisini sağlayan bir gelişmedir. Bu nedenle biz AB'ye çok önem veriyoruz.''
30 BİN ERMENİSTAN VATANDAŞI TÜRKİYE'DE Bağış, Türkiye'nin 3 Kasım öncesinde komşularıyla iyi ilişkilerinin olmadığını, bunun dış politikayı olumsuz yönde etkilediğini öne sürerek, son yıllarda Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Gürcistan, İran ve olağanüstü koşullara rağmen Irak'ta ilişkilerin önemli ölçüde geliştiğini söyledi. Bağış, Ermenistan'la ilişkilerin istenen düzeyde olmadığını, bunun Ermenistan'ın Türkiye'nin sınırlarını tanımamasından kaynaklandığını vurgulayarak, şunları ifade etti: ''Yine tarihi iddiaları söz konusu. Bu konularda biraz yumuşamaları halinde bizim ne kadar katkıda bulunmaya hazır olduğumuzun bir göstergesi olarak geçtiğimiz yıl Ermenistan hava yolları uçaklarının haftada 4 kere İstanbul havaalanına inme iznini verdik. Bununla onlara bir insani açılım yapmış olduk. Son bana gelen bir istatistiğe göre 30 bin Ermenistan vatandaşı şu anda Türkiye'de çalışıyor. Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil, Ermenistan'dan çeşitli nedenlerle gelmiş. Bunların yarıdan fazlası en kıymetli varlıklarımızı, çocuklarımızı teslim ettiğimiz bakıcılar olarak çalışıyor. Bu da bizim aslında kalbimizde hiçbir nefret olmadığını, çok benzer kültürel yönlerimiz olduğunu gösteriyor.''
|
|
|
|
|
|
|
|
|