|
Bir çağdaş Amerikan trajedisi
|
|
Filmin sonunda ağzınızda buruk bir tat kalıyor. Buruk hatta acı. Ama en tatlı şaraba bile değişmeyeceğiniz bir tat. Öylesine kalıcı öylesine görkemli.
Bu uzun, ince silueti ve köseleye dönmüş yüzüyle, bir zamanlarki yakışıklığının gölgesi gibi, adeta bir Hollywood hayaleti gibi ortalarda dolaşan yaşlı (günümüzde 75 yaşındaki) adamın ne büyük bir yüreği, ne bitmez bir enerjisi varmış... Oyuncu olarak 57. ve yönetmen olarak da 25. filminde, yapımcı, yönetmen, başoyuncu ve sinemada müzik kullanımına örnek olabilecek çalışmasıyla besteci olarak görev alan komple sinema adamı Eastwood, bu filmiyle belki en hüzünlü ve melankolik eserini imzalıyor.
KAYBEDENLERİ SEÇTİ Eski kovboy, zaten sinemaya geçti geçeli "Amerikan rüyası" öykülerinden çok, yine tipik bir Amerikan geleneği uyarınca, kaybedenlerin öykülerini anlatmayı seçmişti. Aşkta kaybedenler, kavgada kaybedenler, hayatta kaybedenler... O güzelim Amerikan deyimiyle "loser"lar... Nasıl ki, Oscar'lı filmi "Affedilmeyen" tıpkı Peckinpah gibi Vahşi Batı'nın kaybeden tarafına adanmıştı... "Milyonluk Bebek" de adına boks dediğimiz ve vahşet ve şiddette Vahşi Batı'dan hiç de aşağı olmayan o cangıla dalıyor. Ve oradan yürek parçalayan bir hikaye çıkarıyor. İkisi de eski boksör olan iki yaşlı adam, deneyimli antrenör Frankie ve 23 yıl önce Frankie'nin gözetimindeki son maçında bir gözünü yitirmiş olan eski döğüşçüsü Scrap, artık genç boksörleri yetiştiren bir "jimnastikhane" işletmektedirler. Günün birinde, uzaktaki dağlardan düze inmiş bir genç kadın gelir. Ancak boks yaptığında hayatına bir nebze de olsa anlam katabilen Maggie... 31 yaşındaki genç kadın boks için geç mi kalmıştır? Frankie'nin bir kadını çalıştırmaya hiç niyeti yok mudur? Tüm bunlar aşılır ve Maggie, maç üstüne maç kazanan bir dişi yumruk olup çıkar. Ama, hep bilinir, bu işte asla en iyi olarak kalınmaz. Hep sizden daha güçlüsü, daha irisi ve daha acımasızı gelecektir. Maggie de bu akıbetten kurtulamaz. Yanı başında artık ailesi yerine yalnızca Frankie vardır. Tek kızıyla ilişkisi kopmuş yalnız adam Frankie'nin ailesi de, artık yalnızca Maggie'dir...
UNUTULMAZ BİR FİLM Bu hüzünlü "kaybedenler" öyküsü, Eastwood'un alabildiğine klasik, yürek acıtacak kadar sade ama aynı ölçüde sağlam anlatımıyla, perdenin "Şampiyon"dan "Kızgın Boğa" ya en unutulmaz boks filmleri arasındaki yerini alıyor. Sanki boks dünyasının "Affedilmeyen" ini yapıyor yaşlı usta... Filmi, birçok sahnede seyredilmeyecek kadar kederli, birçok sahnede perdeye bakılmayacak kadar yaralayıcı... Evet, bu film kesinlikle eğlenmek, hoşça vakit geçirmek için değil. Ama bu yıl Oscar adayı olan filmlerin hangisi öyle ki? Sonunda ağzınızda buruk bir tat kalıyor. Buruk, hatta acı. Ama en tatlı şaraba bile değişmeyeceğiniz bir tat. Öylesine kalıcı, öylesine görkemli. Bu çağdaş Amerikan trajedisi, bir kez daha, has sinemanın tadını hiçbir şeye değişmeyenler için. Eastwood, Hilary Swank ve Morgan Freeman'ın oyunları içinse sözcük bile bulamıyorum.
MİLYONLUK BEBEK (Million Dollar Baby) Yönetmen: Clint Eastwood Senaryo: Paul Haggis Görüntü: Tom Stern Müzik: Clint Eastwood Oyuncular: Clint Eastwood, Hilary Swank, Morgan Freeman, Jay Baruchel, Mime Coltar Warner Bros yapımı.
|