| |
|
|
TCK öfkesi mi?
Reformların uygulanmasının yavaşladığını söyleyen, "Göstericilere karşı aşırı güç kullanılmasını" örnek veren AB Komisyonu'nun Türkiye Temsilcisi Hans Jorg Kretschmer'e kızanlar, Pazar günü İstanbul'da yaşananları görünce ne düşündüler acaba? Hem de AB ile 17 Aralık'tan bu yana ilk üst düzey temasın arifesinde. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, İngiltere Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Dennis MacShane ve AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn dün Ankara'daki toplantıya koltuklarının altında Türk basınının birinci sayfalarıyla girseler ve "Bu mu AB kriterlerine uyum" diye sorsalar, ne cevap verebilirdik? Sormadılar ama yayınladıkları bildiriyle sormaktan beter ettiler: "İstanbul'da yapılan gösteride polisin kadınları dövmelerini gösteren görüntülerle şok olduk." Bu kınamayla kalsa neyse... Avrupa'dan dostlar arayıp İstanbul polisinin kadınlara biber gazlı ve coplu saldırısının tüm TV kanallarında ballandıra ballandıra yayınlandığını, "Bu Türkiye'yi mi aramıza alacağız" yorumlarının yapıldığını bildirdiler. AB Genel Sekreteri Murat Sungar, müzakerelere hazırlık çalışmalarını sayarken, "Polise yoğun ve de kapsamlı insan hakları eğitimi verilmekte olduğunu" söylüyor. Eğitilmiş polisin barışçıl bir gösteriye yaklaşımı buysa, tanrı eğitilmemişlerinden korusun. Galiba polis, yetkilerini budayan yeni Türk Ceza Yasası'na hıncını bu şekilde çıkarıyor. Hatırlatırız; müzakereleri açmak için "Reformların Türkiye'nin her köşesinde ve hayatın her alanında uygulanmasını" şart koşan AB'nin şakası yok: Bir savaş suçlusunu teslim etmediği gerekçesiyle Hırvatistan'la 17 Mart'ta başlayacak müzakereleri rafa kaldırmayı göze alan AB, saydığı koşullar yerine gelmezse 3 Ekim'de bizimle masaya oturmaktan haydi haydi vazgeçer...
|