|
|
Modalaşan inançlar
Türkiye'de özellikle kadın giyiminde dışlaşan yeni tip Müslümanlık görüntüleri, eğer Müslüman bu ise başını örtmeyen ama Müslüman olduğunu söyleyenlere ne deneceğini düşündürtüyor. Gerçekten de daha önce ve şimdilerde bu ülkede dindar olan kadınların böyle örtünmeyi niye illa uyulması gereken bir dini emir gibi yorumlamadıkları düşündürücü bir konu. O zaman Kuran'da geçen bu sözlerin illa böyle yorumlanması ihtiyacı neden yoktu? Zaten konunun tartışılması gereken yanı bireysel inanç özgürlüğünden çok, aynı inancın şimdilerde neden böyle yorumlandığı ve bu yorumun hangi etkenlerle modasallaştığı? Tesettürün, son yıllarda toplumumuzun bazı kesimlerinde modasallaştığı kesin. Ama burada moda olan nedir? Eğer bu, bir giyim modası ise geçici bir davranış biçimi olarak değerlendirilmesi gerekir. Çünkü kelimenin tanımı gereği, moda toplum yaşantısında devamlılığı belli süreleri kaplayan, yani geçici, yenileşme dürtülü değerler veya değerlendirmeler olarak açıklanır. Ülkemizde geleneksel giyim biçimlerinden ayrı olarak son yıllarda ortaya çıkarak modasal bir yaygınlık kazanan bu giyim biçimi, yeni bir inanç yorumunun ürünüdür. Aslında, kendi içinde çeşitli biçimlerde gruplaşarak, özellikle şehirlerde yaygınlaşan bu tarzın ülkemize son on beş yılda Arabistan kaynaklı mezheplerden ithal edildiğini hepimiz biliyoruz. Bu durumun ileride çarşaf giyinme modasına da dönüşebileceğini düşünmememiz için hiçbir neden yok. O zaman da bu duruma, moda diye bakılabilecek ve şimdi bu giyime gösterilmesi istenen hoşgörü aynı gerekçelerle bu tip giyim için de talep edilecek mi? Özellikle "Kamusal alan" kavramına, bireysel özgürlüğün sınırlanması olarak itiraz edenler, çarşaflı kadınların Türk kadınlarını temsilen kamu hizmetlerinde boy göstermesine ne diyecekler? O zaman da bu durumun, sadece bir kişisel inanç olarak yorumlanmasının laiklik açısından doğru olup olmadığını cevaplamaları gerekir. SEVGİ ÖZKAN (Sosyolog)
|