|
Alyansımı hala saklıyorum
|
|
Bugüne kadar onlarca kez gittim Türkan Şoray'ın evine. Her defasında da Yağmur evdeydi. Çocukken utanır, saklanır, ortalarda görünmezdi. Sonra büyüdüğünde ben magazin gazetecisi olduğum için özellikle kaçtı. Çünkü özel hayatıyla sürekli haber olduğu için diğer magazinciler gibi bana da kızgındı. Bu kez buluşmamızda başka bir şey oldu. Annesi üst kattayken, Yağmur dışarıdan geldi. Sarıldık, öpüştük, oturup sohbet ettik... "Büyümüşsün Yağmur" dedim. Güldü... Gerçekten de büyümüş Yağmur. Olgunlaşmış. Koç Üniversitesi'nde sosyoloji okuyor. Sadece okulunu, eğitimini ve kariyerini düşünüyor. Yağmur'un yaşadığı sıkıntıların bin katını annesinin yaşadığını, çıkan her haberde Türkan Şoray'ın ne kadar göz yaşı döktüğünü, nasıl isyan ettiğini bilirim. Şimdi o da mutlu, keyifli... Yağmur'u mu? Emin olun adı geçtiği anda içi titriyor...
* Yağmur'la anne-kız ilişkisinden çok iki arkadaş gibi olduğunuzu söyleyebilir miyiz? Aynen öyleyiz. Her şeyi paylaşıyoruz... Ekonomik durumumuzdan, onun veya benim duygu dünyamdan, sevinçlerimizden konuşabiliyoruz. İkimiz birlikte bir hayatı paylaşıyoruz. En büyük dert ortağım. Benim halimi hemen anlar, "Neyin var?" diye sorar ve beni çok güzel teselli eder. Belki ben çok karamsar yapıda bir insanım. Yağmur daha aydınlık ve farklı düşünüyor, her şeye umutla bakıyor. Bu anlamda Yağmur beni dengeliyor. Onunla dertleştiğim zaman, beni üzen bir olaya çok farklı bakmaya başlıyorum. Onun enerjisi bana geçiyor. Ondan çok şey öğreniyorum ve ders alıyorum.
* Büyüme döneminde Yağmur'u korumak için kendinizi çok yıprattınız, üzdünüz. Ama maşallah pırıl pırıl sorumluluklarının bilincinde bir genç kız oldu. Artık rahatladınız mı? Tabii, ne olursa olsun anne baba ayrı çocuk yetiştirmek, bir kız çocuğu yetiştirmek gerçekten zor. Babası aslında her zaman yanında olduğunu gösterdi ama ne olursa olsun, ayrı şehirde olması dolayısıyla istedikleri kadar sık görüşemiyorlar. Dolayısıyla her anlamda sorumluluk benim üzerimde oldu üç yaşından beri. O sorumluluk da beni biraz tedirgin etti. Aslında hepimizin yaşadığı şeyleri yaşadı Yağmur da... O yaşlarda çocuklar kendilerini ifade etmek için daha dik başlı olabiliyorlar. Belki o devreleri de atlattık ve şimdi giderek birbirimizi daha çok anlamaya başladık. Giderek sıkı bir arkadaşlık, dostluk oluşmaya başladı.
* Cihan Bey ile evliliğinizde taktığınız alyansınız hala kasada duruyormuş. Nedir onun anlamı sizin için? Hiçbir zaman atmak içimden gelmedi. Cihan ile evli olduğum dönem hayatımın güzel bir parçası. Onu kaybedersem hayatımın bir bölümünü kaybetmiş gibi olurum. O yüzük birlikte yaşadığımız bir dönemin simgesi ve benim için çok değerli.
* Yağmur'la Cihan Bey'le olan ilişkinizi konuşur musunuz? Konuşuruz ve çok güleriz. Yağmur'a anlatırım ve çok hoşuna gider. Bazen Cihan'la birlikte anlatırız Yağmur'a.
* Cihan Ünal sizin için ne ifade ediyor? Kızınızın babası, geçmişte kalmış bir aşk, bir arkadaş... Hangisi? Karmakarışık. Bir isim bulamıyorum. Biz ayrıldık da her şey bitti gibi değil. Sanırım o da aynı duygularda. Benim hala sıcacık duygular beslediğim bir insan. Hem kızımın babası olarak hem de bir zamanlar hayatımı paylaştığım biri olarak.
* Sanırım en önemlisi hayatınızın dönüm noktası olması. Sanki yıllardır kapalı olan bir kapıyı açmanıza en çok Cihan Ünal yardımcı oldu? Doğru. Cihan'ı o yönden çok takdir ediyorum. Belki de tek başıma olsaydım o zincirleri kıramazdım.
* O cesareti, yıllarınızı paylaştığınız bir insandan uzaklaşma cesaretini ancak aşk mı verebilirdi? Evet aşk verdi bu cesareti. Doğru. Belki çok sonra da o kopuşu yaşayabilirdim ama aniden o bağı koparıp atmayı, yepyeni bir hayata geçme gücünü aşk verdi tabii ki.
* Siz anılardan uzaklaşmayı sevmiyorsunuz. Boşandıktan sonra da bu evde yine Rüçhan Bey ile birlikte yaşadınız altlı üstlü. Onun bazı kişisel eşyaları hala odanızda dururmuş. Doğru mu? Evet. Saati ve fotoğrafları odamda duruyor.
* Bunlar bir süre sonra hayatın doğal bir parçası haline mi geliyor? Yani odadaki diğer objeler gibi mi? Diğerleri gibi olması mümkün değil. Mutlaka farklı bir anlam taşıyor.
* Alt katta Rüçhan Bey'in eşyaları duruyor mu? Hayır. Çocuklar aldılar.
* Onlara sizin sahip olmanız daha anlamlıydı duygusunu yaşadınız mı? (Sessizlik...) Öyle olması gerekiyordu öyle oldu.
|