|
|
|
|
Pişmanım koz verdim
Sincan'da tankların geçişine yol açan Bekir Yıldız "Şimdiki aklım olsaydı yapmazdım" dedi.
Türk siyasi tarihine 'postmodern darbe' olarak geçen 28 Şubat süreci, Sincan Belediyesi'nin düzenlediği Kudüs Gecesi'nin ardından, Sincan'dan tankların yürüyüşüyle başlamıştı. Kudüs Gecesi'ni düzenlediği için sürecin sorumlusu olarak gösterilen dönemin Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız, 8 yıl sonra özeleştiri yaptı. Yıldız, Zaman Gazetesi'ne pişman olduğunu söyledi, "Bugünkü aklım olsaydı, o tiyatroyu oynatmazdım. Çünkü oyunu sahneleterek 28 Şubatçılar'ın eline koz verdim" dedi.
TANKLAR YÜRÜYÜNCE HER ŞEY İÇİN ÇOK GEÇTİ Parti olarak söz konusu sürecin geleceğini tahmin ettiklerini anlatan Yıldız, dönemin başbakanı olan, kapatılan Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın da hemen her toplantıda teşkilatları uyardığını kaydetti. Kendisinin de çevresindekileri sık sık ikaz ettiğini belirten Yıldız, şöyle devam etti: "Demek ki büyük konuşmuşum, en büyük gafı ben işledim. İsrail'in Filistinliler'i katletmesini konu alan tiyatro oyunu biraz da sulandırılarak farklı yansıtıldı ve tankların yürümesi için ilk adım oldu. Tarihler 4 Şubat 1997'yi gösterirken ilçemde tanklar yürüyünce her şey için çok geç olduğunu anladım." Yıldız, tiyatro oyunundan hemen sonra dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın kendisini aradığını, "Bekir Bey, bu sıkıntılı dönemde böyle bir çıkış yanlış oldu" dediğini de kaydetti. "Yaptığı yanlışın bedelinin ağır olduğunu" ifade eden Yıldız, "kendisinden çok halkın zarar gördüğünü" belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: "Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: 28 Şubat hareketinde doğrudan ya da dolaylı rol alanların kamu vicdanında yeri yoktur."
KADIN BENİ GÖRÜNCE ÖCÜ GÖRMÜŞ GİBİ TİTREDİ Yıldız, Milli Gazete'ye yaptığı açıklamada ise, Kudüs Gecesi nedeniyle DGM'ye götürülürken ağladığını, şöyle anlattı: "DGM'ye gitmek üzere bürodan çıktık. Merdivenlere yürüyoruz, aşağı ineceğiz. O sırada bir bayan asansörden çıktı, beni görür görmez sanki bir öcü görmüş, bir canavarla karşılaşmış gibi korktu. O anda, 'Teslim oluyorum' diyerek ellerini havaya kaldırdı. Baktım kadın tir tir titriyor. İşte ilk kez orada gözlerim doldu. Orada medyanın gücünü bir kez daha anladım. Önemli olan sizin nasıl bir insan olduğunuz değil nasıl yansıtıldığınız. O zaman çok üzüldüm. Çok gücüme gitti."
|
|
|
|
|
|
|
|
|