Artık neye yarar ki!
Fenerbahçe aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni gibi. Kolay ve mütevazi rakipleri birer birer geçiyor. Kimine fark atıyor, kimini dağıtıyor, kimini de sıkmadan da olsa yenip gidiyor. Ama rakip biraz zorlu oldu mu, Fenerbahçe diye bir takım yok. Derbilerde kazanamıyor, İspanyol sıra takımı Zaragoza karşısında bulduğu pozisyonları gol bile saysak yine de rakibine yetişemiyor. Ben ne yapayım Anelka'yı... Ben ne yapayım Alex'i... Tabi ki Sebat maçında oynarlar. Her türlü şovu yapıp gol atarlar. Ben ne yapayım onları Fenerbahçe'ye büyük bir maç aldırmazlarsa. Bu filmi daha önce çok izledik Dün gece bakıyoruz hep seyrettiğimiz bir film gibi. Fenerbahçe oyuna başlıyor, rakibi boğuyor, tıkır tıkır oynuyor, direkten dönen toplar, harika paslar ve bulunan müthiş gol pozisyonları. Rakip ilk golü yiyor, arkasından bir tane daha yiyor ve maç ondan sonra ya farka gidiyor ya da dün geceki gibi rölantiye girip bitiyor. Dünyada örneği yok ki, bir takım kendi sahasında her rakibini yensin ama uluslararası alanda ve derbilerde yok olup gitsin. Kabul edilebilir gibi değil. Dün gece de Sebat gücü oranında direndi. Kaleci ve defans ne kadar zorlu anlar yaşadılarsa yaşasınlar sonunda onlar da makus infaza dayanamadılar. Defans bir kere hata yaptı, Anelka golü buldu. Ardından bir serbest vuruş, yine baraj hatası ve Sebat bitti.
Bu yıldızlar Türkiye için fazla Ama elin oğlu bunları yapmıyor. Kapanıyor, iyi yerleşiyor ve Fenerbahçe'ye pozisyon vermiyor. Çıkınca da kontra atakla golü bulup maçı kopartıyor. Görünen o ki Fenerbahçe şampiyonluğa gün ve gün yaklaşıyor. Üstelik en yakın rakipleri olan Galatasaray ve Trabzon'la da Kadıköy'de oynayacaklar. Ama bu kadar yatırım, bu kadar sözde yıldızlar Türkiye Ligi için fazla değil mi? Bunlar atıl yatırım değil mi? Maçın hakemi Yunus Yıldırım'a gelirsek... Yıldırım'ı oyun genelinde beğendik. Ama Alex'in rakibinin kaval kemiğine basmasını cezasız bırakmasını kabul edemiyoruz.
|