| |
Bir istifa öyküsü
AB'nin bir yazılı kriterleri (Kopenhag, Maastrich) var, bir de yazısızları. Etik değerlerden oluşan yazısız kriterlerin korunmasında "Özgür basın" en önemli güvence işlevini görüyor. Bunun somut örneği bugünlerde Fransa'da yaşanıyor. Geçen kasımda Nicholas Sarkozy iktidar partisi Halkçı Hareket Birliği'nin liderliğine seçilip Maliye Bakanlığı'ndan ayrılınca, yerine Herve Gaymart getirildi. Gaymart henüz 44 yaşındaydı. İyi eğitim görmüştü. Mutlu yuvası ve 8 çocuğu vardı. Eşi Clara, Chirac'ın yakın dostlarından, ünlü doktor Prof. Jerome Lejeune'ün kızıydı. 12 yıldır milletvekiliydi ve Chirac'ın himayesindeydi. O kadar ki, "Chirac'ın bebekleri" denilen, Fransız sağının nöbeti devralacak genç kuşağının en parlak yıldızlarından biri gösteriliyordu. Paris'te bir dubleks 16 Şubat'ta, aslında mizah dergisi olan ama ortaya çıkardığı rezaletlerle birçok bakanın siyasi hayatını söndüren "Le Canard Enchaine" (Zincirli Ördek) bir bomba patlattı: "Bakan beyin 600 metrekarelik dubleksi!" Gaymart'ın Paris'in pahalı semtlerinden birinde devlet kesesinden aylığı 14 bin Euro'ya lüks bir ev kiraladığı anlatılıyordu. Gaymart'ın sürekli kamuda tasarruf çağrıları yaptığı da hatırlatılıyordu. Ortalık karıştı. Gaymart evi görmeden komisyoncu aracılığıyla tuttuğunu anlattı. Komisyoncu yalanladı: Hem bakan, hem eşi evi gezdiler. Sonra bir beceriksizlik örneği daha: "Tuttuğumda kiranın bu kadar yüksek olduğunu bilmiyordum. Öğrenince vazgeçtim." O da yalan çıktı: Dubleks daireyi tutmakla yetinmediği, bir dizi değişiklik talimatı verdiği belirlendi. İki katın birleştirilmesi, iki mutfaktan birinin spor salonuna dönüştürülmesi gibi. Bu değişiklikler 150 bin Euro tutuyordu ve faturası devlete kesilecekti. Panik içinde, "Masrafları cebimden karşılayacaktım" dedi. Artık her gün manşetlerdeydi. Bu karmaşada "Paris Match" dergisi muhabiri ona ulaşmayı başardı ve ağzından çıkanları aynen yazdı: "Ayakkabı satıcısının değil, bir burjuvanın oğlu olarak doğsaydım, benim de malım-mülküm olur, Paris'te kendi evimde otururdum. Ama beş kuruşum yok."
Yalanın bedeli ağır Bu sözlerin de yalan olduğunu ertesi gün "La Liberation" gazetesi duyurdu: Gaymart'ın Paris'te 235 metrekarelik dairesi vardı ve ayda 2.300 Euro'ya kiraya vermişti. İyice sersemleyen Gaymart sadece bir düzeltme yapabildi: Evi 235 değil 200 metrekareydi. Ekledi: "8 çocuklu aile olduğumuz için o ev bize küçük geldi." Gaymart'ın kiracısı da 8 çocuklu çıkmasın mı! Sonra sıra geldi, diğer açıklarına: Paris'teki dairenin yanı sıra, seçim bölgesinde iki evi vardı, bir de yazlığı. Geçen yıl 2.160 Euro servet vergisi ödemişti. Bu da "Beş kuruşum yok" yakınmasını yalanlıyordu. Ona da rakamda itiraz edebildi: "2.160 değil, 2.106 Euro vergi verdim." Ve teslim oldu Gaymart; iki satırlık dilekçeyle istifa etti. Siyasi hayatının da bittiğini söyleyebiliriz. Ama siyasi tarihe geçti; Devlet imkanlarını sınıf atlama özlemlerinin köprüsü yapmanın simgesi olarak. Hızlı tren facialarını, SSK hastanelerindeki trajedileri "Kazasız-belasız" atlatan, çıkar çakışması uyarılarına aldırmadan oğlunun faaliyet gösterdiği sektörden sorumlu koltukta oturmaya devam eden bakanların bulunduğu bir ülke için masal gibi birşey bu anlattığımız. Ama yine de hatırlatalım: Kriterlerin yanı sıra etik kurallar da AB'nin olmazsa olmaz koşulu. O nedenle "İstifa kültürü"nü içselleştirmemiz şart. Tabii özgür basına saygıyı da...
|