Tatlı bir gece...
Sevgili Ergun'un (Babahan) çok iyi bir huyu var... Gazetenin yazar ve yazı işleri müdürlerini zaman zaman akşam yemeklerinde biraraya topluyor... Sohbet, gırgır, şamata gırla gidiyor... Plaza gazeteciliğinin donuk, sevimsiz ve mesafeli ilişkilerinden sonra, Hababam Sınıfı usulü bu eğlenceler, ilaç gibi geliyor insana... Zaman zaman sevgili Turgay Ciner ve Dinç Bilgin de katılıyor bu gecelere... Önceki gece Turgay Ciner'in oteli Larespark'ın İtalyan restoranındaydık... Kare şeklinde, çiçeklerle süslenmiş bir masanın kenarlarına tünemiş 20-25 kişilik bir gruptuk... Tam karşıma, Sevgili Mehmet Barlas oturdu... Yanına da Emre Aköz... Öteki yanında gazetemizin güzellerinden Şirin Sever ile Yavuz Semerci var... Tam karşımızda bir kaşları kalkık fosur fosur sigara içen 3 erkek... Hani aralarından Şirin'i çıkarsan, sürekli sigara içen yan yana dizilmiş halleriyle, Ortadoğu kökenli bir terör örgütünün merkez komitesi üyeleri sanırsınız... Sigarayı hayattan intikam alırcasına öylesine bir içlerine çekiyorlar ki, bu profilleriyle, sanki dünyada globalleşmeyi ve liberalizmi savunan entelektüeller değil, Ortadoğu kökenli terör örgütlerinin ideologları gibiler... O dünyadaki ister teknolojik ister sosyolojik her gelişmeden anında haberdar olan, Amerikan düşünce hayatını avucunun içi gibi bilen, gelişmenin modernleşmenin bir numaralı savunucusu Mehmet Barlas'ın halini bir görseniz, demez misiniz, -Üstad, 50 yıl, 100 yıl sonrasının dünyasını analiz ediyorsun... Ulus devlet modelinin bile eskimekte olduğundan dem vuruyorsun... Ulus devlet modeli tarihe karışırken, bu zehirli duman kütlesi halen senin ağzından ciğerlerine aynı hızda girmeye devam edecek mi?.. Hayattan intikam alırcasına çekmekte olduğun o zehirli duman kütlesi ile, özlemini duyduğun sınırları açılmış, tek bir pazar ekonomisine geçmiş, her şeyiyle çağdaşlaşmış bir dünyayı nasıl algılayacaksın?.. Bu nakıs halinle, arzuladığın dünya arasında bir tenakusa düşme durumu mevzu bahis değil midir?.. Efendim... Duymadım... Pardon sesiniz gelmiyor duyamıyorum Sevgili Barlas... Görüyor musun sevgili Mina... Hep 'sigarayı bırak' derdin... Bense seni konuşturmazdım... O sigarayı her gün karşında ciğerlerimi zehirleye zehirleye içerdim... Şimdi kim bilir neredesin?.. Bilmiyorum sigara içiyor musun?.. Ben artık içmiyorum... Üstelik içen dostlarımı caydırmak için de elimden gelen her şeyi yapıyorum... Kal sağlıcakla...
|