|
|
Şükür Sevgililer Günü geçti
Sevgililer Günü miladi takvimin ikinci ayı olan şubatın ondördüncü günü kadınlar tarafından coşkuyla, erkekler tarafından ise zoraki kutlanan bir şeydir. Bu sendrom, genellikle büyük şehirlerde, metropollerde yaşanır. Şubat ayının cücük ay diye adlandırıldığı kırsal kesimlerde etkisi yoktur. Daha doğrusu yoktu... Artık neredeyse köy meydanlarında Aziz Valentine'in ruhuna mevlit okunacak. Kardeşim sanki sevgilin olmak zorunda yoksa ruhsal bir çöküntü içine gireceksin... Her yerde Sevgililer Günü partileri falan düzenlenmiş... İşin komiği bir dergiyi açıyorsun; birbirini bin senedir aldattığını bildiğin bir karı koca en bi sevgililermiş gibi el ele poz veriyorlar. Düşürün be maskeleri, birbirinizi aldatıp el ele sevgili pozu vereceğinize, yiyorsa mertçe sevgililerinizle verin o pozu. Olur mu... O zaman o sözde cemiyet oyunu, sadece bir imzadan ibaret olan şarlatanlık sona erebilir. Bu medyanın da şişirmesiyle iyice şişmiş Aziz Valentine Günü'nde, inanılmaz çifte standartlar yaşanmıyor değil. Yani bin senedir kapuska, mercimek yenip rakı içilen sofralarda; beyaz örtü, mum ışıkları ve şampanyalara özenilip adam da bunları bilmeliymiş gibi beklentiye giriliy or ve adamcağızın kafasına ediliyor. Biz Aziz Valentine Günü'nü (14 Şubat), cadılar bayramını, 24 Aralık'ta Chrismas'ları bile kutlar olduk. Siz bir Amerikalının Kurban ya da Şeker Bayramı'nı kutladığını düşünebiliyor musunuz? Bu 14 Şubat'ta aldığım en güzel mesaj, bu Sevgililer Günü'ne çok kızan bir erkek arkadaşımdan geldi. Mesaj aynen "Hepimizi Aziz Valentine becersin inşallah"tı. Ben bu Sevgililer Gününde sabah erkenden iş için Bursa'ya gittim. Dolayısıyla radyodaki bütün gün çığrılan aşk şarkılarını, şehrin her yerindeki billboardları, mağazalardaki çirkin ayıcıkları ve nefret ettiğim o kırmızı kalp şeklindeki yastıkları görmedim. Dönüş yolunda, sevgilimi arayıp "Akşam bana yemeğe gel istersen" dedim. O da, "İyi olur, bu gece sokağa çıkılmaz" dedi. Eve varınca her zaman yediğimiz türden bir şeyler hazırlayıp, bekledim. Saat 21.00-22.00 civarında beni arayıp "Yemin ederim fabrikada kalmam lazım" dedi. "N'apalım zaten ben de yorgundum" deyip, önüme kocaman bir dondurma kasesi alıp TV karşısına geçtim. Kardeşim nereyi açsam aynı kırmızı nesneler, baktım olacak gibi değil, aldım şarabımı müzik dinleyip, kitap okudum. Yani "Kadının sevgilisi yok, bugüne düşman"diye düşününler varsa diye belirttim... Sevgilim olduğu halde böyleyim ben...
İLİŞKİ CADISI AYŞE
|