Isınma, siyaseti de etkiledi
Bayburt Milletvekili Ülkü Güney, TBMM'deki bağımsız milletvekilleri tarafından, "grup liderimiz" diye tanımlanır. Buna neden, yıllarca ANAP'ta politika yapan, eski İçişleri Bakanı Güney'in bağımsız olarak milletvekili seçilmeyi başaran birkaç isimden biri olmasıdır... "Enişte" diye hitap ettiği Yavuz Semerci ile birlikte, Güney'le önceki gün TBMM kulisinde sohbet etme olanağı bulduk. Söze şöyle başladı: "Bugünlerde bizim grubun sayısı çığ gibi büyür..." Hangi taraftan daha çok sayıda gruplarına katılım olacağına ilişkin öngörüsünü de şöyle dile getirdi: "Her iki taraftan da katılım olur... Genel Kurul'daki bağımsızlar sırası dolar..." Güney'in sözünü ettiği AKP ve CHP'den milletvekillerinin istifa edip, bağımsız olarak yanlarına gelmesiydi. Bunları söylemekle birlikte bir gerçeği de gizlemedi: "Ancak bağımsızlar grubumuza katılanların ne kadar kalacakları belli olmaz, birçoğu hazirana kadar kalır..." Öngörüsünde haklı çıktı ve dün iki istifa birden geldi; Önce Zülfü Livaneli CHP'den, hemen ardından da Mehmet Erarslan AKP'den ayrıldı... Öyle görülüyor ki, kopmalar gelecek hafta da devam edecek.
Siyaset ısınırken Oysa, Türk siyasetinde ilkbahar yüzünü göstermeden hareket olmazdı. Öyle görülüyor ki küresel ısınma, siyaseti de ısıttı! Meclis'te partilerde başlayan kopuş sürecinin gelecek hafta da devam edeceği biliniyor. Hatta, parlamento dışında yer alan bazı partilerle pazarlıkların yapıldığı, "işin bağlandığı" haberleri kuliste hem de isim verilerek sıkça konuşuluyor. İktidar partisi ve ana muhalefette ise bu kopmaları durdurmak için bir gayret görülmüyor. Özellikle, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Giden gider" yaklaşımı da bunu teyit ediyor. Ancak bu parti içinde "hoş" karşılanmıyor. Özellikle, bir süre önce istifa eden iki milletvekili için gösterilen gayretin, yeni kopacaklar için gösterilmemesi eleştiriliyor. İktidar partisindeki eleştirinin bir diğer noktası da "ödül ve ceza" uygulamasının hayata geçirilememiş olması. Yani, parti içinde gayret gösterip bir noktaya gelinmesi için çaba gösterenlerle sürekli hata yapanların aynı kefeye konulması veya terazinin horozunun eşitlenmesi. Özetle, kabinede "yorulanlar gidecek, diriler gelecek" denilmesine karşın, bunun gerçekleşememesi... İşsizliğin artması ve tarım kesiminden gelen eleştiri dozunun yükselmesi de bir başka etken. İktidar partisindeki asıl sıkıntı da hiç ummadığı bir sıradan milletvekili seçilenlerin, bir daha Meclis'e gelememe kaygısına kapılıp, başka partilerde ön sıradan kendilerine yer ayırtma çabası... Durum böyle olunca, parti yönetimi ne kadar yoğun ilgi gösterirse göstersin, bazı milletvekilleri için sonuç değişmeyecek. Buna rağmen, bugünden yarına iktidar partisinde büyük parçalı bir kopma da beklenmiyor... CHP'deki duruma gelince; Livaneli'nin de dün açıkladığı gibi, CHP'deki burukluğun nedeni, kurultay sonrası Genel Merkez'in herkesi kucaklayan bir tavır yerine, ihraç yönüne gitmesi...
Odalardaki mücadele Ankara'da ısınan sadece siyaset değil... Orta sınıf girişimcinin merkezi TOBB'da da büyük bir mücadele sürüyor. TOBB'un mayıs ayında yapılacak genel kurulu yaklaşırken, 363 oda ve borsadaki seçimlerin mart sonuna kadar tamamlanması gerekiyor. Nitekim, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin dünkü resmi açılış töreninde konuşulan tek konu seçimlerdi. Oda ve borsa başkanları, tekrar seçilmek ve genel kurula gidecek delegelerin istediği kişilerden oluşmasını sağlamak için kulaklarından cep telefonunu düşürmüyorlardı. Özetle, bu yıl fazla kar, yağmur görmeyen başkentte hava da erken ısınmaya başladı. Siyasetçinin korkusu ise; yalancı bahara aldanmayıp, erken çiçek açan ağaçlar gibi don yemek istemiyor... Bundan dolayıdır ki, birçok siyasetçi de mayısı görmek istiyor...
|