|
|
|
|
İnancın ve azmin zaferi
18 milyon Euro'luk Zaragoza, 78 milyon Euro'luk F.Bahçe'yi yıktı.
FENER AVRUPA'DA BU KADAR Değeri F.Bahçe'nin 4'te 1'i kadar olan Zaragoza, Kanarya'ya futbol dersi verdi. Tura başından beri inanan İspanyol temsilcisi Fener'i UEFA Kupası'ndan eledi. F.Bahçeli futbolcular tel tel dökülürken, Daum yine bir büyük maçta mat oldu.
Köyden indim şehre
Zaragoza kaptanı Galletti 11. dakikada frikikten Rüştü'yü avladı. Top önce yan direğe çarptı sonra da filelere gitti. Fenerbahçe takımı bu skoru kaldırabileceğini hissetti ve maç konsantrasyonunu bozmadan Daum'un oyun şablonunu sahada korudu. Alman hoca ilk maçtaki hareketsiz oyuncularını bu kez topla buluşmaları ve birbirlerine yakın olmalarını konusunda uyarmış. Açıkçası Kayserispor maçındaki düşünce sahada vardı. Ama rakip Kayserispor'dan farklıydı. Dakikalar geçtikçe turu geçmek adına herşeyi yapan, vakit geçiren, tempoyu ağırlaştıran, yere yatıp kalkmayan Zaragozalı oyuncular F.Bahçe'yi kıvamına getirerek net bir galibiyeti yakaladılar. 71'de Savio'nun 30 metreden yan direkte patlayan nefis şutu ile skor 2-0'a geldi. Ama bu dakikaya kadar Tuncay, Nobre ve Serkan'ın kalecinin burnunun dibinden kaçırdığı goller vardı. Onlar 30 metreden kaleyi buluyor, bizimkiler bir kaleciyi bile geçemiyordu. İki takım adına da son derece yüksek oyun konsantrasyonu vardı. Böylesine stratejik bir maçın psiklojik tarafını kazanan da Zaragoza'ydı. İspanyol takımına gerçekten hayran kaldık. Munoz yeni bir Porto yaratıyor galiba. Böylesine yüksek dirençli, pres gücü üst düzeyde çabuk adamlarını etkili ve uyumlu kullanan bir ekibin önü de açık. Daum maçı koltuğunda seyretti. Kayserispor karşısında goller atıldıkça havalara fırlayıp saha kenarına koşan o coşkulu adamdan eser yoktu. Maça yerinde müdahaleler yaptı. 40. dakikadaki Selçuk-Tuncay değişikliği ile tempoyu yükseltmek istedi. Ama Tuncay temposunu otelde bırakmıştı. 60'ta Önder Turacı'nın yerine 'Aziz' Pierre'i aldı sahaya. Nobre orta sahaya geldi. Son kozu da bu oldu. Maçı karşı sahaya yıkıp yüksek toplarla eşitliği sağlamak adına kanatları kullanmaya başladılar. Ama bu riskli plan etkili Zaragoza kontrataklarını da peşinden getirdi. Türkiye liginin yıldızları nerede duracaklarını bilemeyen amatörler gibiydiler. Rüştü mükemmel kurtarışlarla farkı önledi, Luciano agresifti, Aurelio takımın en mükemmel ismiydi. Anelka sahada yoktu, Alex belki de en etkili 'büyük' maçını oynadı. 88'de de takımın tek golünü attı. 1 dakika sonra altı pastan kafasını Zaragoza kalecisi son anda kornere çeldi. Avrupa yolu buraya kadarmış. Genç F.Bahçe kadrosu bu tecrübeleri yaşayarak, dayak yiyip, dayak atmasını öğrenerek gelişecek. Yıllar sonra Fenerbahçe seyircisine Şubat ayında Avrupa maçı seyrettirdiler. Enseyi karartmayalım...
|
|
|
|
|
|
|
|
|