kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
AK Parti iktidarı da ebedi değil ki..
Cumhuriyet, bir tarihten kopuş mu?

AK Parti iktidarı da ebedi değil ki..

Harold Nicolson "Diplomasi" kitabında yabancı ülkelerdeki elçilikler için "Onlar karanlık ve fırtınalı denizlerde gemilere yol gösteren deniz fenerleri gibidir. Yabancı ülkede bulunan vatandaşlar, kriz anlarında gözlerini ve kulaklarını kendi ülkelerinin elçiliklerine yönlendirir" der.
Aslında kendi ülkelerinde yaşayan insanların da, kriz anlarında gözlerini ve kulaklarını yönlendirecekleri deniz fenerlerine ihtiyaçları vardır.
Bu siyasi iktidar olabilir, bir siyasi lider veya bir parti olabilir.
En önemlisi de, aklına, bilgisine ve muhakeme gücüne güvenilen, özgür, özerk, gerçekten bağımsız ve bağlantısız aydın düşünce odakları varsa, onlar bu aranan deniz fenerinin işlevini, yönünü belirleyemeyen siyasi iktidarlar için de üstlenirler.
Şu anda Türkiye'de ne siyasi, ne de ekonomik bir kriz var.
Ancak biriktirildikleri ve kötü yönetildikleri takdirde kriz yaratabilecek problemli konular oldukça fazla.
Ayrıca, iç ve dış konjonktürü sadece kriz üretmek için gözleyen geleneksel "Bunalım Bağımlısı" merkezler de, her zamanki gibi iş başında.
Siyasi iktidar veya Başbakan Erdoğan, bazı problemleri çözerek, bunları kriz konusu olmaktan çıkardılar. Enflasyonun yenilmesi veya Kıbrıs'ta çözüme dayalı olarak AB ile üyelik müzakereleri için tarih alınması, bunlara iki örnektir.
Ama biliyoruz ki, iktidardaki siyasetçiler için, kendi gündemlerini belirleme lüksü yoktur. Gündem onların önüne gelir. Bir başbakan "Biz şu konularda başarılı olduk" diye kendi egosunu pompalarken, o sırada çözüm bekleyen bilmem kaç tane konu gündemde ön plana çıkmıştır bile.
Veya iktidara yakın bir kadro "Zaten ülkede muhalefet yok ki" diye kendi kendilerine övünürken, bir bakarsınız problemli konular muhalefete gerek duyulmaksızın iktidarı sarsmaya başlamıştır bile.
Başbakan Erdoğan ve çevresindeki çekirdek kadronun, bu hareketli tabloyu çok iyi değerlendirebildiğini sanmıyorum. Çok kısa sürede sağlanan başarıların ve dış kamuoyunda Erdoğan'ın yıldızlaşmasının getirdiği hava, onları gerçek ötesi bir umursamazlığa itmiş gibi görünüyor. Bunun nedeni ise, onların kendi sadakat çemberleri dışındaki düşünce ve deneyim sahibi kesimlere kapalı yaşamaları olabilir.
Bunu 1974 Kıbrıs Harekatı ertesinde Bülent Ecevit de yaşadı. Miğferli posterleri ve Kıbrıs Fatihi imajı sonucu, beraberindeki takımla arayı açtı. "Tek Adam" rolüne soyundu. Üst üste yaptığı hatalar sonunda, Türkiye önce Amerikan ambargosuna, sonra örtülü bir iç savaş görüntüsü veren anarşi ve terör ortamına ve sonunda da 12 Eylül askeri darbesine sürüklendi.
Tayyip Erdoğan da kendisini içte ve dışta, ekonomide ve AB ilişkilerinde şimdiki başarı noktasına getiren ana öğenin "Dış Konjonktür" ve "Amerika" olduğunu görmezden gelmemelidir.
İçerideki siyasi meşruiyetini ise, sadece seçilmiş olmasından değil, 28 Şubat döneminde oluşan ve içinde liberal düşüncenin ağır bastığı geniş "Demokratik Cephe"nin üyesi olmasından da aldığını unutmamalıdır.
Hiçbir uçak bozulup havada kalmaz. Bütün uçaklar şu ya da bu şekilde mutlaka yere iner. Siyasi iktidarlar da aynı durumdadır. Önemli olan, siyasi iktidarların bölünmeden ve yumuşak inişle yerlerini kendilerinden sonra geleceklere teslim etmesidir.
İç ve dış konjonktürü iyi değerlendiremedikleri için, pek çok geçmiş iktidar bunu başaramadı. Dilerim Erdoğan ve çekirdek kadrosu, iktidar umursamazlığı içinde, selefleri ile aynı hatalara düşmez..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Basın polemiklerini bitirmek için bir yöntem   / 20-02-2005
 Uygar düşünce ince ayrıntılar üzerinde gelişir   / 19-02-2005
 Erdoğan Mumcu'nun tepkisini önemse meyecek mi?   / 18-02-2005
 Neo milliyetçi olmak isterken NeoNazi olmayalım   / 17-02-2005
 Ertuğrul Akbay kaç yaşında 30'una girecek acaba?   / 16-02-2005
 'Zaten o' diye başlayan cümleler sendromu..   / 15-02-2005
 Toplumsal beyinde istifham mı izdiham mı var acaba?   / 14-02-2005
 Temcit pilavına kaşık sallamanın sonu var mı?   / 13-02-2005
 Bir İngiliz kadınlarına, bir de Suudlu kadınlara bakın   / 12-02-2005
 Meğer Nur Çintay A. ne kadar şanslıymış!   / 11-02-2005
MEHMET BARLAS
AK Parti iktidarı da ebedi değil ki..
Harold Nicolson ...
MAHMUT ÖVÜR
'Rakibi değil, ekip arkadaşıyım'
İstanbul Büyükşehir...
SAVAŞ AY
Marketlerde kuruş vurgunu mu var?..
Konya'dan arayıp...
REFİK DURBAŞ
Aleviler'in cemevi sorunu
SABAH'ın 4 Şubat 2005...
EMRE AKÖZ
Ferhan Şensoy: Komediden drama
SABAH'ın birinci...
YAVUZ BAYDAR
'Gasp' haberleri kafaları karıştırdı
Önceki günkü iki...
Real Fener
Real Fener
Fener'in iki yüzü var... Avrupa'da, zayıf Real Zaragoza'ya yenildi.
Rota Selçuk!
Rota Selçuk!
Taraftar, Real Zaragoza maçında yuhaladıkları genç oyuncunun gönlünü...
AKP'de istifalar yolda
Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş'ın yarın partiden istifa etmesi...
'Aleviler iyi ki var' mesajı
Mersin'de "dünyanın en büyük cemevi" açılışına 50 milletvekiliyle...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu