|
Kavuk yeni sahibini arıyor
|
|
Türk Tiyatrosu'nun sembolü "kavuk" sahibini arıyor. Bir anlamda sahnenin usta- çırak ilişkisinin icazeti anlamını veren "kavuk" Ferhan Şensoy'a gelene kadar çok büyük sanatçılar gördü. "Kavuklu Hamdi"ye adını verecek İsmail Dümbüllü ve arkadaşlarının oyunlarına isim olacak kadar değer taşıdı. Dümbüllü'nün "Kavuklu ve Aşçı Tosun" oyunu yıllar boyu sürmüş, büyük usta, Hüseyin Erişen ve Bahattin Geçgel ile kahkahalı geceler takdim etmişti. Dümbüllü öncesi ve sonrası "gülümseyen dünya" ya nice sanatçı geldi. Ortaoyunundan komediye geçiş evresinde sahnelerimiz yıldızlarla parladı. Muammer Karaca, Hazım Körmükçü, Gazanfer Özcan, Nejat Uygur, Münir Özkul, Müjdat Gezen, Erol Günaydın, Ali Poyrazoğlu, Levent Kırca nice karamsar dönemin aydınlık isimleri oldular: Ata Demirer komedi yetkinliğini, diğer meziyetleri ile süsleyip geleceğin kavuğuna doğru uzandı. Hasan Efendi, Abdi Bey, Naşit Özcan gibi sadece sahnenin değil, Türk mizah aleminin de bir zirve ismiydi. İsmail Dümbüllü'ye kavuğu veren Hasan Efendi, sanat gücünün yanı sıra emsalsiz bir zeka ve espri kabiliyetine sahip oluşu, ona büyük değer kazandırmıştı. 1865 yılında İstanbul'da dünyaya gelen ve erken yaşta saçları döküldüğü için "kel" lakabı ile anılan Hasan Efendi'nin tuluata karşı büyük kabiliyetini fark eden dönemin ünlü ortaoyuncusu Abdi Efendi'dir. İsmail Dümbüllü de 76 yıllık ömründe insan sevgisi, sanat aşkı ve iyilikle çarpan bir kalbin insanı olarak yaşadı. Dönemin ünlü kantocularından Peruz "Dümbüllü" diye bir kanto bestelemiş, İsmail Efendi bu kantoya gazel ilave etmiş ve sahnede Hasan Efendi ile birlikte "Dümbüllü... Dümbüllü... Gabalara, mabalara Dümbüllü" oynayarak Peruz'a eşlik ederlermiş. Böylece Dümbüllü olarak anılmaya başlamış. Dekorsuz, aksesuarsız, sahnesiz, yazılı bir metni bile olmayan sadece kavuklunun, bir pişekarın nükte ve zeka ile sürüklediği ortaoyunu bakalım kime "icazet" verecek? "Kavuk" kimin kafasına büyük, kimin kafasına küçük gelecek göreceğiz..
Türk Tiyatrosu'nun sembolü "kavuk" sahibini arıyor. Bir anlamda sahnenin usta- çırak ilişkisinin icazeti anlamını veren "kavuk" Ferhan Şensoy'a gelene kadar çok büyük sanatçılar gördü. "Kavuklu Hamdi"ye adını verecek İsmail Dümbüllü ve arkadaşlarının oyunlarına isim olacak kadar değer taşıdı. Dümbüllü'nün "Kavuklu ve Aşçı Tosun" oyunu yıllar boyu sürmüş, büyük usta, Hüseyin Erişen ve Bahattin Geçgel ile kahkahalı geceler takdim etmişti. Dümbüllü öncesi ve sonrası "gülümseyen dünya" ya nice sanatçı geldi. Ortaoyunundan komediye geçiş evresinde sahnelerimiz yıldızlarla parladı. Muammer Karaca, Hazım Körmükçü, Gazanfer Özcan, Nejat Uygur, Münir Özkul, Müjdat Gezen, Erol Günaydın, Ali Poyrazoğlu, Levent Kırca nice karamsar dönemin aydınlık isimleri oldular: Ata Demirer komedi yetkinliğini, diğer meziyetleri ile süsleyip geleceğin kavuğuna doğru uzandı. Hasan Efendi, Abdi Bey, Naşit Özcan gibi sadece sahnenin değil, Türk mizah aleminin de bir zirve ismiydi. İsmail Dümbüllü'ye kavuğu veren Hasan Efendi, sanat gücünün yanı sıra emsalsiz bir zeka ve espri kabiliyetine sahip oluşu, ona büyük değer kazandırmıştı. 1865 yılında İstanbul'da dünyaya gelen ve erken yaşta saçları döküldüğü için "kel" lakabı ile anılan Hasan Efendi'nin tuluata karşı büyük kabiliyetini fark eden dönemin ünlü ortaoyuncusu Abdi Efendi'dir. İsmail Dümbüllü de 76 yıllık ömründe insan sevgisi, sanat aşkı ve iyilikle çarpan bir kalbin insanı olarak yaşadı. Dönemin ünlü kantocularından Peruz "Dümbüllü" diye bir kanto bestelemiş, İsmail Efendi bu kantoya gazel ilave etmiş ve sahnede Hasan Efendi ile birlikte "Dümbüllü... Dümbüllü... Gabalara, mabalara Dümbüllü" oynayarak Peruz'a eşlik ederlermiş. Böylece Dümbüllü olarak anılmaya başlamış. Dekorsuz, aksesuarsız, sahnesiz, yazılı bir metni bile olmayan sadece kavuklunun, bir pişekarın nükte ve zeka ile sürüklediği ortaoyunu bakalım kime "icazet" verecek? "Kavuk" kimin kafasına büyük, kimin kafasına küçük gelecek göreceğiz.
|