Pompacılar...
Mütevazı bir Renault Spring otomobil ile benzin istasyonuna girin... Pompacı yüzünüze bile bakmaz... Hakaret eder gibi benzin koyar... Spring'ten inin, X5'e binin. Aynı benzin istasyonuna gidin... Aynı pompacı yerlere kadar eğilir... Yalakalık yapmak için camınızı falan siler... Zannedersin, Spring'e binen, para yerine çakıltaşı veriyor...
Bunun adı nedir? İnsana değil, dış görünüme önem veren "pompacı karakteri..."
Ribery... Yüzünde sağlam bir faça var. Futbolcudan çok, bizim hapçı fanatiklere benziyor. Adamı al, "Leeds taraftarlarını işte bu bıçakladı" diye mahkemeye çıkar, hiç kimse yadırgamaz.
Havaalanına indi, süklüm püklüm. Belli ki, o yara izi aslında suratında değil... Daha derinde, yüreğinde... Posteri verilen topçuların adam sanıldığı bir ülkede, posteri verilemeyecek bir yüze sahip olduğunu biliyor. Objektiflerle göz göze gelmek istemiyor.
Onu böyle "karamürsel sepeti" gibi gören bizim yazar tayfası, hemen makaleleri döşendi... Dediler ki, "sakat..." Olmadığı ortaya çıktı. Dediler ki, "4 hafta oynayamaz..." Oynadı. Dediler ki, "idmansız..." Kondisyon testinde bizim ümit milliler kustu, o birinci oldu.
Şunu bile yazdılar: "Barda kavga çıkardı, kafasında bira şişesi kırıldı, yüzündeki yara ondan..." Yara izinin, çocukken geçirdiği trafik kazasından kaldığı ortaya çıktı. Bar kavgasına gelince... Kavgada şişeye kafa uzatan adam, defansta da tekmeye kafa uzatır, helal olsun...
Gelmek istediğim nokta şu: Hiç tanımadığımız genç bir insanla ilgili olarak bu kadar yalan neden yazıldı? Hatta iftira?
Bana göre ana sebep: "Pompacı karakteri..."
|