Emek, sağlık, ses, sessizlik
Bu ülkede SSK'nın nasıl kara delik olduğu... Yetmedi, nasıl soyulduğu... soyma sanıkları birtakım bürokratlar ile iş dünyası kravatları olduğu halde... kolayca kanıtlanır. Birtakım kamu işletmelerinin nasıl verimsiz olduğu, nasıl yük haline geldiği de.. "Kamu"nun, "sosyal sigorta" kurumlarının temsil etmesi gereken "sosyal dayanışma" fikri dahi aşağılana aşağılana, "her koyun kendi bacağından" sisteminin zihinlerde de kökünün kazınması için. Elbette herkes, siyasi, ekonomik, toplumsal açısından kendi ideolojisiyle bir şeyler söyleyebilir. Ama "bir şeylerin yapılması" noktasında, kürede, dünyada, ülkede neyin ve kimlerin borusu güçlüyse, o ötüyor. Belki yanlış düşünüyorlardır... Ama bugün meydanlarda "farklı şeyler söylemek ve duyurmak" isteyenler var. Türkiye'de gücünden dolayı yahut bayağılığın kolay tüketilmesinden ötürü, gerçekten önemli olan ile süfli olan arasındaki ayrımın kaybolmasıyla, "bas bas bağıran" veya çok konuşulan herkes ve her şey karşısında, bu sesin ne kadar yansıyabileceğine bir bakın. Belki de iktidar gücüyle yapılmak istenenler "kamusal" açıdan yanlıştır; meydanlardaki seslerin içinde doğrular vardır belki. Kim bilir!
Neyse... Sadece sessizliğin içindeki farklı bir sese işaret etmek istedim. Sonra... İzninizle, mazeretimden dolayı, sadece birkaç gün için Dipsiz Kuyu kapalı. Nasıl olsa bu ülkede her şey konuşulup tartışılıp yazılıp seslendirilip hakkıyla yerini buluyor.
|