|
 |
 |
 |
|
|
Affetmek
İlkokuldan lise sona kadar iyi bir öğrenciydim. Lise sonda futbol takımına aşırı ilgim yüzünden dersleri ikinci plana atmıştım ama üniversite sınavlarında istediğim bölüm olan İTÜ Bilgisayar Mühendisliği'ni kazanmıştım. Normal bir devlet lisesinde okuyup üniversiteye gelen her gençte olduğu gibi beni de birtakım zorluklar bekliyordu. Özellikle yurt hayatı gibi.. 16 kişilik bir odada kalıyordum ve benim dışımdaki 15 kişi sigara içiyordu.. Lise sonda organik kimyayı çok severdim. Atom numaralarıyla ilgili problemleri çözmeye bayılırdım. İTÜ'de ise beni bir sürpriz bekliyordu.. Kimya hocamız yaşlı bir profesördü.. Onun kitabındaki bölümleri ezberlemek ve sınavlarda oradan gelecek soruları yanıtlamak zorundaydık.. Kitapta sayısal anlamda tek şey sayfa numaralarıydı sanki.. Hep ezber, hep ezber.. Bu kadar ezberci bir zihniyete sahip kişiler olsak tıp fakültesine gitmemiz gerekmez miydi bizim, diye düşünürken ilk yarıyıl kimyadan kaldım.. İkinci yarıyıl da veremedim.. Atıldım..
 Dün gece Bakanlar Kurulu'nda af konuşuldu.. CHP, öğrenci affının altında türban konusunun yattığını belirterek karşı çıkıyor. YÖK de karşı görünüyor.. Eğitim-Sen başta olmak üzere birçok dernek ise af yanlısı.. Öğrenci forumlarının çoğunu araştırdım dün.. Çoğu genç af beklentisi içinde.. Yasa açıköğretim öğrencileriyle birlikte 667 bin kişiyi ilgilendiriyor. YÖK'ün gözünü korkutan da zaten zor işleyen bir sisteme fazla yığılma yaparak daha işlemez hale getirmek.. Ayrıca bu hamlenin başarılı öğrencileri cezalandırmak olacağını savunanlar da var.. Affın çıkmasını savunanlardan biriyim.. Çünkü bizzat yaşadım. Ailem, arkadaşlarım, çevrem ve ben büyük bir şok yaşadık. Bir ders nedeniyle atılmıştım.. Affın çıkmasını beklemedim, kendime yeni bir yol çizdim ve başka bir üniversite kazandım.. Ama herkesin bu şansı yoktu.. İnsanlar hata yapabilir, onlara bir şans daha tanımak, topluma kazandırmak da önemlidir. Bazen kimyadaki fotonlarla veremediğiniz değerleri bu şekilde kazandırabilirsiniz.. Bu affın ardından Türkiye'nin gerçek anlamda tartışması gereken asıl konusu üniversitelerinin kalitesidir. Bugün bütün yetenekli gençlerimiz, geleceğin büyük beyinleri, dahileri, Avrupa'ya, özellikle de ABD'ye kaçıyor.. Oradaki şartların daha iyi olduğunu düşünüyorlar. Ve çoğu orada kalıyor.. CHP'sinden YÖK'üne, profesöründen milletvekiline kadar herkesin üstüne düşen görev affın çıkmasını engellemek olmamalı.. 667 bin kişiden 100 binini kazanabilsek kötü mü olur? Onların ailelerinin harcadıkları paranın, verdiği emeğin boşa gitmediğini görmek toplumun moralini düzeltmez mi? Türbanlı ya da türbansız tartışmasına girmek gençliği bir kez daha ikiye bölmek değil midir? Bazen bir kız, bazen bir hobi, bazen ekonomik zorluklar nedeniyle kaybedilmiş bir hak için bir kez daha savaşma hakkı olmalı bu gençliğin.. Zaten aftan yararlanacak sayı on binleri aşmayacaktır.. Okulundan atılmış çoğu kişi hayat çizgisini yeniden çizmiş, başka ufuklara yelken açmıştır bile.. Ülke gençliğini asıl kızdıran, aftan yararlanacak kesimin fikrinin ne olduğunu, durumunun ne olduğunu bilmeden yapılan karşı çıkmalardır.. Gençlikle, kararı verenler arasındaki uçurumdur..
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|