| |
|
|
Vazoyu kırmamak üzerine..
Sezen'e zarf mı attınız" dedi, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'ndeki sohbette bir öğrenci.. Okullara gidip öğrencilerle sohbete bayılıyorum. Fakültenin spor kulübü davet edince koştum gene.. Nazan Öncel ile Sezen'i nasıl olup da mukayese ettiklerini yazmıştım.. "Sezen'le aranız çok bozuktu. Kopmuştunuz.. Şimdi bu yazı nerden çıktı.. Barışmak için yeniden, zarf mı attınız?" diyor delikanlı.. Keşke öyle olsaydı.. Keşke barışabilseydik.. Anlattım ki, gençlere.. "Ne yapın yapın.. Vazoyu kırmayın.. Vazo bir kere kırıldı mı biter.. Dünyanın en usta yapıştırıcıları, en görünmez şekilde yapıştırsa bile biter.. Çünkü dünya bilmez ama, siz ikiniz bilirsiniz, vazonun kırık olduğunu.." Sezen vazoyu kırdı.. 5 sene evvel kırmıştı.. Geçen sene başkasının, benden nefret eden bir takıntılının yazısına imza atarak, parça parça etti.. O vazo artık eskisi gibi olmaz.. Olamaz.. O zaman da ben, bu kırık dökük vazoya razı olamam.. Anlattım ki, gençlere.. "Bir ilişkiyi doruklarda yaşayanlar, artık daha aşağılardaki yaylalarda yaylayamazlar.. Biz Sezen'le sevgilerin, dostlukların en büyüğünü yaşadık.. İddia ederim, hiç kimse, kimseyi, bizim kadar sevmemiştir. Çünkü.. Beklentisiz sevgiydi o.. En azından benim açımdan.. Sezen'den hiçbir şey istemedim, beklemedim.. Verdiği dostluk, dünyalara bedeldi, daha ne bekleyeceğim ki.. Nasıl mı dostluktu.. Sezen'i bu hafta benden başka herkese soran Aktüel'e ithaf, anlatacaklarım.. Holly ile ayrılma kararı verdik.. Amerika'ya dönüyor.. Sabah sekizde evden çıkacağız, hava alanına doğru.. Sabah altı.. Sabahın körü.. Kapı.. Allah Allah.. Bu saatte kim ola ki.. Gittim açtım.. Sezen.. Holly'nin de yakın dostu, arkadaşı ya.. Onu uğurlamaya gelmiş.. Ne güzel dost bu.. Hayır.. O değil gelme sebebi.. "Hıncal" dedi.. "Sen bilmezsin.. Sen kimseyi göndermedin ki bugüne dek.. İlk.. Daha işin farkında değilsin.. Şimdi burdan hava alanına kakara kikiri gidersin.. Ama onu uçağa bırakıp, arabana döndün mü, yalnızlığı işte o zaman ilk hissedersin içinde.. O zaman farkına varırsın, gidenin içinde bıraktığı boşluğu.. Bitersin.. Yıkılırsın.. Ölürsün.. O dönüş yolu bitmez Hıncalım, bitmez.. İşte ben o dönüşte yanında olmak, seni yalnız bırakmamak için kalktım, geldim.." Var mı böyle bir sevgi?.. Var mı böyle bir ince düşünce.. Kolay mı Sezen olmak.. Ağlamaz mısınız?.. "Sen ağlama dayanamam Ağlama göz bebeğim sana kıyamam" diyen Sezen adamı böyle ağlatır işte.. Bir gece sabaha karşıydı, telefon çaldığında.. Saate baktım.. 3.5.. "Yuh" dedim içimden.. Bir felaket haberi olmalı.." Sezen!.. "Şimdi bitti şarkı" dedi.. "Bak Onno çalıyor, ben kulağına söyleyeceğim.." Sabahın bir başka köründe dinledim, Türk pop müziğinin en büyük şarkısı, en klasiği Sen Ağlama'yı.. Dünyada ilk ben dinledim.. Canlı.. Kaydı bile yokken.. "Sen ağlama" diyen Sezen ağlattı beni, o sabahın köründe hüngür hüngür.. "Ağlamak güzeldir Süzülürken yaşlar gözünden Sakın utanma" diyerek.. Baş başa dönüşte müzik setine bir kaset sürdü. "Bu şarkıyı anlayacak iki insan var dünyada" dedi.. "Biri ben, biri de sen.. Bunu bize yazdım.." O da o sırada Sinan'dan yeni ayrılmış.. Holly gibi kalkıp gitmiş Sinan.. Sezen ardından diyor ki gidenin, bırakıp gidenin ardından..
Alışırım zannettiğim yokluğundan acılanmam Vazgeçmek zor senin o büyülü tuhaf sıcağından Dön demeye utanırım zavallı korkularımdan Arkasına saklandığım gururumdan
Geri dön geri dön Ne olur geri dön Uzanıp tutuver elimi bir gün Utanır diyemem ne olur geri dön
Olur da bir gün sen de özlersen Olur da bir gün sen de gözlerimle buluşmayı istersen Uzanıp tutuver elimi bir gün Utanır diyemem ne olur geri dön
Her şey bana seni hatırlatır unutmak isterken Utanırım hep o acılı şarkılarda ağlarken Bazen bir dost ya da bir çiçekle evime gelirsin Her şey seni hatırlatır da yeniden...
|