|
|
Çalımbay doğru yolda
Del Bosque'nin sezon sonunu getiremeyeceğini tahmin ettiğimden ligin ilk yarısında yönetim ve arasındaki birinci kriz döneminde yolların ayrılması gerektiğini belirtmiştim. Bu görüşümün nedeni de İspanyol hocanın kafasında inandığı sistemden kesinlikle vazgeçmeyeceğini bildiğim içindi. Del Bosque'nin sistemiyle Beşiktaş'ın başarılı olması mümkün değildi. Yeri geldikçe her zaman vurgularım; "En iyi sistem, kadro yapısına en uygun olanıdır." Elinde çizgi defans ve ön libero özelliklerine uygun oyuncular yoksa 4-4-2 yürümez. Eski dönemlere bir göz atarsak, Del Bosque gibi iki örnek daha verebilirim. Hiddink PSV'yi iki sene üst üste Avrupa şampiyonu yaptıktan sonra büyük bir kariyerle Fenerbahçe'de görev aldı. PSV'ye tamamen ters yapıdaki kadroya PSV modelini uygulatmakta -yürümediğini göre göre- ısrar etti. Fenerbahçe puan cetvelinde alt sıralara yaklaşırken, Schumacher gibi bir kaleciyle ligin en çok gol yiyen takımı oldu.
Del Bosque olsaydı... Zeman geldi, ayağının tozuyla "Benim lugatımda 4-3-3'ten başka sistem yok" dedi. Kadro yapısına tamamen ters gelen, geride 40 metre genişlik bırakıp, Moshoeu'den sağ açık, Boliç'ten sol açık yapıp takımı duman etti. Pendik yenilgisi de görevden alınmasını çabuklaştırdı. Rıza Çalımbay'ın işi kolay değil. İlk sınavındaki düzen değişikliği çok olumluydu. Ronaldo ile birlikte üçlü defansa döndü. Tabii ki Ronaldo, Çağdaş ve İbrahim Toraman'ı yeterince tanımıyor. Ama kısa sürede uyum sağlanır. Malatya maçının geneline baktığımızda ve tek farklı galibiyeti göz önüne aldığımızda eğer Rıza Çalımbay, aynı Del Bosque gibi Çağdaş-İbrahim Toraman ikilisiyle dörtlü defans uygulatsaydı Beşiktaş en az iki puan daha kaybederdi.
|