| |
|
|
Baykal Semranım, Sarıgül de Sinem gibiydiler
Aslında, CHP'de olup bitenler için yazı yazmanın ve yorum yapmanın bir anlamı var mı bilmiyorum. Son olağanüstü kurultayda yapılanlar ve söylenenler, Türk siyasal yaşamında ne bir etki yapacak, ne de bir değişiklik getirecek. "Gelinim Olur musun Evi"ndeki kavgalar ve hesaplaşmalar ne kadar bizim aile yaşamımızı yansıtmıyorsa (Veya yansıtıyorsa), CHP'de olup bitenler de aynı düzeydeydi. Örneğin Kurultay'ın Divan Başkanı olarak belirlenen Şinasi Öktem adındaki kişi, Baykal'la Sarıgül arasındaki çekişmede, hiç olmazsa Ebru Akel'in Semranım'la Sinem arasında sergilediği ölçüde tarafsız kalabilirdi. Ayrıca Mustafa Sarıgül'ün de kendisine Baykal tarafından yöneltilen suçlamalar karşısında, Semranım karşısındaki Sinem kadar mahcubiyetkâr davranmasının nedenini de, hiç anlayamadım açıkçası. Neticede Baykal Semranım kadar hırçın ve suçlayıcı, Sarıgül de Sinem kadar ezik ve suskun değil miydi? Mesela Sarıgül, haklarında iddiadan öteye imar yolsuzlukları gerekçesiyle davalar açılmış olan CHP'li belediye başkanlarını Baykal'a hatırlatabilir ve "Bu isimler size rakip olmadıkları için mi, hiç onları teşhir etmiyorsunuz" diye sorabilirdi. Ama bunların da önemi yok.. CHP şu anda Deniz Baykal'ın mülkiyetinde. Partiyi Atatürk'e veya İsmet İnönü'ye "Bunlar benim genel başkan adaylarımdır" diyerek devredebilir. Ama herhangi bir canlının genel başkan adayı olmasına, belli ki izin vermeyecek. Zaten vermesin de. Çünkü Baykal'sız bir CHP, tüm dünya dengelerinin alt üst olması demektir. Baykal giderse George W. Bush, hem CHP'ye, hem de Türkiye'ye hakim olur. Avrupa Birliği, Türkiye'yi bölüp parçalama planlarını uygulamaya başlar. Kıbrıs elden gider. Medya tekelleri Türk politikasına yön verir. Bu arada AK Parti, şeriatı getirme projesinin düğmesine basar. Ayrıca yabancılar da, ülkedeki bütün arsaları satın alır. Bu gerçekleri gördükleri için olacak, Hurşit Güneş de, Zülfü Livaneli de genel başkan adayı olmaktan vazgeçtiler. Mustafa Sarıgül ise, Deniz Baykal'ın CHP'yi sokakta bulmadığını, başka kurultaylarda bulduğunu anlayamadı. Neyse.. CHP de, ülke de, dünya da büyük bir tehlike atlattı. Bundan sonra Baykal yönetimi, Sarıgül'ün Genel Başkan olması için oy atan 460 delegenin de CHP'den ihraç edilmeleri için hemen harekete geçmelidir. Hem sosyal, hem de demokrat olan bir partide böyle şeylere göz yumulur ve Sinem'e Semranım karşısında destek verilmesine göz yumulursa, o parti ileride sosyal demokrat olmak gibi tehditlerle karşılaşabilir. Neticede eskisi gibi güvendeyiz bu topraklarda. Sarıgül de rahat etmeli. Çünkü su uyur, Deniz Baykal uyumaz. Baykal siyasette var oldukça, bu ülkenin kentlerinde ne kaçak kat, ne ruhsatsız inşaat, ne de gecekondu yapılabilir.
|