|
|
Jean giymek özgürlük demek
Diesel'i ünlü bir marka haline getiren Renzo Rosso anlatıyor.
New York'ta ilk mağazasını 9 yıl önce açan Diesel'in başarısı, kurucusu Renzo Rosso'nun mükemmeliyetçiliğinde gizli. Jean pantolonları Brad Pitt ve Penelope Cruz gibi ünlüler tarafından da tercih edilen Diesel'in patronu "Jean benim için özgürlük demek, masmavi gökyüzü gibi" diyor. Türkiye'yi kendileri için anahtar ülke gibi gören Rosso, başarı öyküsünü Cumartesi Sabah'la paylaştı.
Jean özgürlüktür tıpkı gökyüzü gibi
Diesel'in yaratıcısı Renzo Rosso, markasını tüm dünyada tanıtmayı başardı. Rosso, Diesel tutkusunu ve yeni koleksiyonunu Cumartesi Sabah'a anlattı.
New York'ta ilk mağazasını açalı sadece 9 yıl oldu ama Diesel bu süre içinde tam 80 ülkede, 5 bin 500 satış noktasında tüketiciye ulaşmayı başarmış. Her koleksiyonu ile yaratıcı tarzın simgesi haline gelen son zamanların sıradışı markalarından Diesel'in başarısı, Renzo Rosso'nun mükemmeliyetçi tarzının eseri. 1978 yılında Renzo Rosso tarafından kurulan Diesel'in cirosu 900 milyon euronun üzerinde. Üstelik Rosso'nun bu ciroyu, "delik deşik, yıpranmış jeanler" ile başardığı söyleniyor. Kurulduktan kısa bir süre sonra özellikle jean pantolonlar ile adını tüm dünyaya duyuran Diesel, ünlülerin tercihi oldu; Brad Pitt, Penelope Cruz gibi birçok yıldız onun jeanlerinin meraklısı. Benzersiz, yaratıcı ve hayalperest bir koleksiyon yaratmayı amaçlayan Renzo Rosso, başarısını reklam kampanyaları ile perçinliyor. Ödüllerine Montecarlo'da aldığı "Uluslararası Lider Girişimci Ödülü" nü ekleyen Rosso, "hayatım" diye nitelendirdiği markası Diesel'in başarı öyküsünü bizlerle paylaştı.
* "Benim hayatımdır, şirketim değil" dediğiniz Diesel öyküsü nasıl başladı? Endüstriyel tekstil eğitimi aldım. 1975 yılında mezun olduktan sonra, kendi kıyafetlerimi üretmeye başladım. Ardından 1978 yılında diğer üreticilerle güçlerimizi birleştirip "Genius Group" adıyla grup kurduk. Bu grupta, bugün de çok bilinen, Martin Guy, Ten Big Boys, Goldie, Replay ve Diesel gibi birçok başarılı moda markasının yaratılması üzerine çalıştık. Sekiz yıl sonunda, Diesel'in potansiyelini gördüm ve diğer ortaklardan hisselerini satın alarak, tüm kontrolü elimde topladım. Böylece Diesel'in arkasındaki tek güç ben oldum.
* Bu noktaya nasıl geldiniz? Çocukluğumdan beri tek hayalim, herhangi bir departmanın başına geçmekti. Hayatımın hiçbir döneminde para için çalışmadım. Şu anda da sadece bu işin tutkusu için çalışıyorum. Bu tutku bende olduğu sürece, şirketimin başında çalışanlarımla olacağım. Bence başarımın sırrı da bu. Büyümemizin nedeni her zaman farklı ve enteresan bir şey yaratabilmek.
* Diesel, Türkiye'de en popüler jean markalardan. Sanırım bu tüm dünyada da aynı şekilde. Koleksiyonunuzu benzersiz kılan nedir? Jean kumaşa gerçekten çok meraklıyım. Birçok insan gibi haftanın her günü de jean giyiyorum. Bana göre jean, özgürlük demek, mavi gökyüzü ya da yeşil bir bahçe gibi... Bütün gün şirketteki ekibimizle jean düşünüyoruz. Jean, jean, jean... Açık fikirli stilistlerle çalışmak sonsuz bir özgürlük veriyor. Bizimle çalışan stilistler değişik ülkelerden ve kültürlerden. Sürekli yeni fikirler ve ilham için tüm dünyayı dolaşıyorlar. Ekibimiz gerçekten inanılmaz...
* Her sezon yüzlerce yeni model ve yeni yıkamalarla çıkıyorsunuz karşımıza. Diesel çocuk ve ayakkabı, aksesuar ve çanta koleksiyonlarınız, sırada ne var? İstediğim Diesel'in adını, statüsünü korumak. Ve tabii ki daima yüksek kaliteli, yaratıcı ürünler sunarak, şaşırtan reklam kampanyalarına devam ederek, benzersiz mağazalar açmak...
* Hedef müşterileri kimler? Diesel, kendi yolunu ve zevkini izleyenleri mutlu edecek şekilde bir moda oluşturdu. Bu moda, kendi özelliklerini giyim tarzıyla da dışa vuranların modası. Yeniliklere açık olan, sezgilerini dinleyen ve kendine karşı dürüst olanların markası. Kendi benliklerini yansıtacak birçok ürün sunuyoruz müşterilerimize...
TÜRKİYE ANAHTAR ÜLKEMİZ
* Reklam kampanyalarınız daima olumlu bir mesaj içeriyor. Ödül kazanan kampanyalarınız hakkında ne söyleyeceksiniz? Diesel kampanyaları basit bir biçimde beni ve şirketimi temsil ediyor. Reklam ekibimiz gerçekten vahşi ve cesur bir ekip. Kampanyalar etkili çünkü markamı ironiyle oluşturdum. Reklamlar, işe yaklaşımım ve birlikte çalıştığım insanlar bunu yansıtıyor. Mizah, yapmam gereken çoğu şeyi gerçekleştirmenin pozitif yolunu temsil ediyor.
* Tüm dünyaya yayılmış bir markasınız. En çok hangi ülkede başarılsınız? Ürünlerimiz, 80 ülkede, 5 bin 500 satış noktasında ve 265 mağazada sunuluyor. Şirketimizin merkezi İtalya'nın kuzeydoğusunda, Molvena (Vicenza)'da. Avrupa, Asya ve Amerika'da da 15 yan kuruluşumuz var. En büyük pazarımız Amerika, İngiltere, İtalya, Japonya ve Almanya... Kore pazarındaki satışlar gerçekten çok başarılı. Bu yüzden de Çin pazarında büyümeyi hedefliyoruz. 2005 yılında iki yeni mağaza ve beş yıl içerisinde de 30 mağaza açmayı planlıyoruz...
* Diesel Türkiye hakkında neler söyleyeceksiniz? Türkiye bizim anahtar ülkelerimizden bir tanesi. Gerçekten çok kısa zamanda inanılmaz bir başarı yakaladılar. Bundan daha da önemlisi, Diesel Türkiye, bütün Diesel değerlerine ve Diesel tutkusuna sahip ve bizimle paylaşıyor. Onlarla çok iyi ekip çalışması içindeyiz...
* İstanbul'a geldiniz mi? İstanbullular sizce nasıl giyiniyor? İstanbul'a bir defa geldim. Nişantaşı, Bağdat Caddesi, Akmerkez ve Beyoğlu'na gittim. İnsanlar Avrupalılar gibi giyiniyor, hiçbir fark yok.
* Bildiğiniz Türk tasarımcı var mı? Maalesef yok.
* Kendi tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Mükemmeliyetçi ve aşırı titiz... Kesinlikle lüksün peşindeyim. Üstelik öyle bir lüks ki, kendimi tahmin edemeyeceğiniz kadar iyi hissettirebilecek bir lüks...
* Beğendiğiniz markalar var mı? John Galliano ve Martin Margiela favori markalarım... Issey Miyake de çok takdir ettiğim birisi. Her zaman yeni, devrimci koleksiyonlarla karşımıza çıkıyor.
* İlkbahar-yaz koleksiyonunuzun teması nedir? Özgür, sınır tanımaz ve cesur... Bu yılki temamızda, hem yolları hem üzerlerindeki kıyafetleri parçalayan bu grup, toz bulutu arasında son sürat Brezilya'ya gidiyor. Tüm Diesel bağımlılarına "Bu uçuk grupla birlikte motosikletlerinize atlayın, botlarınızı sıkıca bağlayın ve yolculuğa çıkın" deniyor. Bu koleksiyonda da özgürlüğün ve yaratıcılığın dozu hayli yüksek...
Esra Çoruh
|