 |  |
Davos'taki dünya
Bir zamanlar Thomas Mann'ın romanlarına (örneğin "Büyülü Dağ") mekân olan Davos'ta bugün çalışmalarına başlayacak Dünya Ekonomik Forumu'yla ilgili yargılar yoksa önyargılar mı demek gerekiyor?arasında uçurumlar var: Kimine göre "Küreselleşmenin simgesi", kimine göre "Emperyalizmin politbürosu." İşbilir ekonomi profesörü Klaus Schwab'ın eseri olan dünya liderlerinin bu yıllık randevusunu kimi "Küresel beyin fırtınası" diye niteliyor, kimi de "Neoliberal ideolojilerin üretim merkezi." Kimi için "Global ekonomik yapılanmanın Birleşmiş Milletler'i" bu kurum, kimi için de "Ekonomik köktencilerin kalesi." Ancak yandaşlarının da, karşıtlarının da reddedemediği bir gerçek var: Siyaset, ekonomi, bilim, teknoloji, tıp ve daha nice alanda sadece yeni gelişmeleri değil, yeni eğilimleri de koklayabilmek için Davos toplantıları vazgeçilmez, hatta tek adres haline geldi. O yüzden 35 yıldır onca lider, işadamı, Nobelli araştırmacı orada biraraya geliyorlar. Bu yıl da gelenek bozulmadı: 25 devlet başkanı ve başbakan, 70'i aşkın bakan, 120'si Forbes'in en büyük 500 patron listesine giren 1000'i aşkın işadamı ve onlarca bilimadamı Davos davetine "evet" dedi. 25 siyasi lider katılıyor ama sadece birkaçına kırmızı halı serilecek. Biri Başbakan Erdoğan. AB'den müzakere kararı alması ve ekonomideki başarılı performansı nedeniyle. (Yola çıkmadan bir gün önce Deutsche Bank'ın açıkladığı Türk ekonomisinin 2006-2020 dönemindeki performans tahminleri, moralleri daha da yükseltti.) Diğer gözde konuklar Filistin lideri Mahmut Abbas, Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder olacak. Ve bir de bugüne kadar daveti hep geri çeviren Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac. (Roma'daki AB Anayasası imza töreninde ve Brüksel'deki AB zirvesinde bizimkilerle yan yana gelmemek için neredeyse kovalamaca oynamıştı. Fransa'da Türkiye tartışmalarının iyice kızışması nedeniyle herhalde Davos'ta da aynı kareye girmemek için gerekli "önlemlerini" alacak.) Son dönemdeki çıkışlarıyla "Üçüncü Dünya"nın avukatlığını üstlenen Chirac'ın Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva ile birlikte yoksulların davasını savunmak, yani ortalığı biraz karıştırmak için bu yıl çağrıyı kabul ettiği söyleniyor.
Başkan Bush küstü mü? Davos'ta toplam 2.250 katılımcı 220 toplantıda "Küresel güvenlik" sorununu tartışacak. "Çünkü" deniyor gündem gerekçesinde, "Güvenlik olmadan refah sağlanamaz. Terör, küresel istikrarın önünde en büyük engeli oluşturuyor." Dünya Ekonomi Forumu, 11 Eylül saldırılarından sonra ABD halkıyla dayanışma için New York'a taşındığı 2002 yılı toplantısında da "Terörle mücadele"yi ana gündem maddesi seçmişti. Irak'ta eli kulağındaki savaşın gölgesinde yapılan 2003 toplantısında da "Küresel terör tehditleri" ele alınmıştı. Ve nihayet 2004'teki toplantıda da "Irak savaşı sonrası artan uluslararası terör tehditleri" tartışılmıştı. 2002'den 2005'e gündemin hiç değişmemesi, Dünya Ekonomik Forumu'nun gezegenimizin giderek daha da güvensiz ortama sürüklendiği görüşünde olduğu anlamına geliyor. Oysa ABD Başkanı Bush daha geçen hafta ikinci dönem için yemin döreninde, "Dünya daha güvenli hale geldi" demişti. Anlaşılan forumun patronu Klaus Schwab ile hepsi de birbirinden seçkin konukları farklı düşünüyor. Bush yönetiminden ilk kez hiç kimsenin Davos'a gitmemesinin nedeni bu mu acaba?
|