 |  |
  |
|
Ne olur bitirin artık!..
Meslek ağabeylerimiz ne güzel belletmişlerdi bize. "Gazetelerde patron olmaz aile reisi olur" demişlerdi. Bu sözün altını dolduracak sayısız isim var Babı Ali tarihinde. Sonra bir dolu şey gibi bu anlayış da mı değişti ne olduysa, 'içerideki' ilişki biçimleri sıcak, sevgi dolu, samimi olsa bile gazete sahiplerinin aile reisliklerinden çok "patron" sıfatları öne çıktı dışarılarda.
Milat ne? Nicedir gazetelerimizin birinci sayfaları da dahil pek çok sayfa ve sütununda, yayın gruplarının sahiplerine ilişkin pek çok havadis kullanılmaya başlandı. Bu tartışmalar, hatta kavgalar nasıl başladı, niye başladı, nasıl büyüdü, miladı neydi, kim isterse araştırsın, bulsun. Ama gelinen nokta itibariyle hoş değil ki olup bitenler.
Emek emek büyümek Bizler Bab-ı Ali çocuklarıyız. Çalıştığımız gazete, dergi neresi olursa olsun, o müessesenin bekası, başarısı için ter döker, emek tüketir, kafa patlatırız her daim. Ve su katılmamış bir inançla, çalıştığımız yayın organının gerçek birer sahibi gibi bakarız kendimize. Burası kağıt üzerinde, tapu dairesinde, ticaret sicillerinde şu ya da bu ismin olabilir. Ama mürekkep kokularının, sayfa plan kağıtlarının, zahmet zahmet çekilmiş fotoğrafların, çizilmiş karikatürlerin, yazılmış satırların, telaşların, heyecanların gerçek sahipleri olarak kendimizi görürüz hep. Buraları bir işyeri olmaktan da öte evimizin öbür odası, çalışma arkadaşlarımızı ailemizin öbür yarısı gözüyle görürüz. Salaklığımızın şapşallığımızın değil, mesleği yaşam biçimi olarak algılayıp, hayatımızı gazete kağıtlarının hamuruna katmamızdan mülhem yüce duyguların neticesidir bu..
Ruh incinmesi Kimse alınıp darılmasın ne olur. Ama inanın ki biz basın emekçileri gazetelerimizin patronları arasındaki tartışmalardan olumsuz etkileniyoruz. Canımız yanıyor, içimiz acıyor, ruhumuz inciniyor. Bir haftayı aşkın süredir aile büyüklerimizin mesela bir canlı yayında bir araya gelip uluorta tartışmalarından söz ediliyor her yerde. Bazı meslektaşlar da yangına körükle gidiyor adeta. Ortamı yumuşatmak şöyle dursun, daha da alevlendirmek için kalem oynatıyor.
Okura soralım mı?.. Bütün bunlardan okuyucu nasıl etkileniyor acaba diye soran var mı peki? Sırf okuyucu da değil, tüm kamuoyu nasıl algılıyor, nasıl tepki gösteriyor bunlara, araştırıp görmek lazım. Ben zurnanın son deliği bir yazar, hasbelkader meslekte on yıllarını tüketmiş bir gazeteci olarak rica ediyorum tüm aile büyüklerinden. Kurban olayım ateşi kesin. Normale dönelim, işimize haberlerimize, sayfalarımıza yoğunlaşalım ne olur. Mesleğin zaten bin türlü sorunu var. Saygınlığımızı, gücümüzü büyük ölçüde yitirmişiz. Tirajlar köhne gemi gibi bir türlü zıplayıp, kıpırdamıyor.
Gerçek gündem Sokakta insanlar gerçek gündemi tepelerinde bir giyotin gibi gezdirirken, bu tarz cebelleşmeler vallahi de şık durmuyor, billahi de uygun düşmüyor. Yine rica ediyorum. Mesleğin emektar bir sıra neferi olarak önce kendi aile büyüklerime çok çok rica ediyorum. Ne olur ilk çekilen siz olun bu nafile tartışmadan. Böylesi erdemli bir nokta koyuş aklı selim insanların indinde bir ricat, bir ikrar sukutu olmak şöyle dursun, ayakta alkışlanacak bir vakar, bir olgunluk gösterisi olur. Ne olur bitirin artık. Ne olur..
|