|
|
|
|
AKP'li 'kebap' asker 'balık'çı
Restoran şeref defterlerindeki istatistik: AKP'liler en çok kebapçılara rağbet ediyor, silahlı kuvvetlerin eski ve yeni komutanları ise balıkçılara.
Başkent sofralarının seyir defterleri
Sadece Anıtkabir'de değil, Ankara'nın popüler lokantalarında da siyasetçi ve devlet adamları tarafından imzalanmayı bekleyen şeref defterleri bulunuyor Bu defterleri karıştırırken, mönüler ve alelacele karalanmış kelimeler arasında, Türk siyasetiyle ilgili önemli gözlemlerde bulunmak mümkün....
Ankara lokantalarını turlarken gördük ki, Ankara'da herkes kebapçıya gidiyor, ama AK Parti'lilerin özel bir kebap merakı var. Parti genel merkezinden çok uzakta olmayan Çırağan Et Lokantası'nın anı defterinin ilk sayfalarında, karşımıza Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası çıkıyor. Erdoğan, 16 Şubat 2000'de (hapisten çıktıktan altı ay sonra) geldiği lokantada, "Ankara'ya gelişlerimizin farklı uğrak yerlerinden biriyle daha tanışmanın zenginliğiyle İstanbul'a dönüyorum" diyor. Henüz ne başbakan, ne de milletvekili olacağının farkında... Dönemin Fazilet Partisi Milletvekili Abdullah Gülise, tam bir ay sonra Kurban Bayramı'nda geldiği lokantada, "Bir bayram günü ailece Çırağan Et Lokantası'nda ilk yemeği yedik. 18 Mart 2000" notunu düşmüş.
ASKER 'BALIK' SEVİYOR Birkaç ay sonra emekli orgeneral Çevik Bir "Bu akşam dostlarım ile birlikte tadına doyum olmayan, çağdaş hizmet ile sunulan Türk mutfağının geleneksel et yemeklerini zevk ve leziz damak zevkini hissederek yudumladık" demiş. Alan araştırmamızda askerlerin izine kebap değil, genellikle balık lokantalarında rastladık. Örneğin Genelkurmay eskiBaşkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı, Trilye balık lokantasında bir aile yemeğinden sonra, ',modernliğe' vurgu yaparak "hizmet anlayışı, servis, yemeklerin tazelik ve zarafeti"ni övüyor. Kokteyl ve davetlerde eşi Özenç Hanım'la arasında sevecen bir üslup gözlemlediğimiz Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök ise, 37'inci evlilik yıldönümünü kutlamak için gitmiş aynı lokantaya. "Evliliğimizin 37. yıldönümünü Trilye'de kutlamamız bir tesadüf değildir" diyor Özkök. Askeri bir alışkanlıkla olsa gerek, daha sonraki satırlarda lokantayı överken "bu güzel tesis" tanımınıkullanıyor. Bir zamanların korkulan DGM Başsavcısı Nuh Mete Yüksel, İhtiyar Balıkçı'da "çalışanların efendiliği" nden etkilenmiş. Serdar Denktaş ise geçen yıl gittiği Tike'de, siyasi karamsarlığını yansıtmadan edememiş: "KKTC açısından tatsız konuların konuşulduğu bu günlerde leziz, doyurucu yemekleriniz ve güler yüzlü servisinizle içimizi rahatlattınız." Aynı yerde yemek yiyen Ali Babacan ise, bakanlık portföyüne uygun olarak lokantaya "hayırlı kazançlar" dilemiş.
SADIK MÜŞTERİ Ve gelelim günün konusu CHP'ye... Başkentin gözde restoranlarında en eski anı defteri Hacıbaba'dabulunuyor. Artık ikinci cildine geçmiş olan deftere göre, lokantanın en sıkı müdavimleri Deniz Baykal ve Bülent Ecevit... Deniz Baykal, eşi ve torunlarıyla birlikte yediği bir yemeğin ardından şeref defterine şunları yazmış: "Ankara'nın bu geleneksel lezzet ocağını yeni yerinde görmekten büyük mutluluk duydum. Üç kuşaktan beri sadık bir müşteriniz olarak başarılarınızla iftihar ediyorum." Bakalım üç kuşak Türk solcularının yakından tanıdığı Deniz Baykal, bu haftaki kurultay sonrasında bu sevdiği lokantaya ne zaman uğrayabilecek?
|
|
|
|
|
|
|
|
|