| |
|
|
Kurultay'da ne olur?
Meşhur sözdür: "Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz." Bu sözün "siyasetçesi" şu: "Partinin geçmişinde emeğiniz, bugünlere gelmesinde alın teriniz" bulunacak ki... Kurultayda "o gitsin, ben geleyim" diyecek, iddianız olsun.
Şu anda CHP kulislerinde "aday adayı bolluğundan" geçilmiyor. Merak ediyoruz: Acaba bunların kaçı, kurultay sabahı gerçekten "adayım" diye ortaya çıkacak? Çoğunun "toz olacağını" söylemeliyiz.
Genel Başkanlığa aday olmak "şartları uyan herkes için" elbette bir "haktır." Ama "ben adayım" diye kurultay kürsüsüne yürüyebilmek de "kolay değildir." Bir örnek: CHP'de yıllardır "Baykal gitsin, ben geleyim" diyen çok. Ama 2001'den bu yana, üç kurultaydır, Deniz beyin karşısına "çıkabilen" sadece "bir kişi." Ertuğrul Günay.
O Ertuğrul Günay ki... "Tarlada izi vardı." Kurultayda "piştim, yetiştim, talibim" diyecek yüzü vardı. Ve "her babayiğidin başaracağı iş değil", 400 oy aldı. Seçilemedi ama... "Şerefli bir yenilgi" ile, alkışlar arasında çekildi.
Sahi, "tabanda hala gücü, popülaritesi" olan Ertuğrul Günay şimdi neden "bir kez daha" aday olmuyor? CHP'lilerin bunu iyi düşünmesi lazım. Zira ortalık o kadar çok "fırsatçı" dolu ki... Günay "aman beni karıştırmayın" diyor, kenarda duruyor.
Dün Ertuğrul Günay'a sorduk: - Ne olmalı? - Evet, Mustafa Sarıgül bir rüzgar yakaladı... Fakat parti kamuoyunda tartışılıyor... Yeterli olup, olmadığı parti vicdanında sorgulanıyor. - Ne olmalı? - Sarıgül diyelim ki kazandı... Parti çok büyük bölünme yaşar. - Ne olmalı? - Baykal'a karşı büyük buluşma... Ortak vicdan, ortak akıl hareketi.
Baykal'a karşı "tek adayda" birleşmek mümkün mü? Ertuğrul Günay gibi "tarlada izi olanlar" bunun için çalışıyorlar. Günay'a soru: - Sonunda ne olur? Eğer Baykal'a karşı tek bir aday üzerinde buluşma sağlanamazsa, diğer adaylar, "başkan adaylığı için yeterli imzayı bile" zor toplarlar... Ortak akıl harekete geçemezse ve tek adayda birleşilemezse, CHP, Deniz Baykal'la devam eder.
|