| |
|
|
Hey Koca Otyam!..
Benim aslında pazartesi gecesi Antalya'da olmam lazımdı.. İçim gitti.. Ah bu televizyon çekimleri.. Şimdi üçe çıktı, hafta başı İstanbul'dan ayrılmam mümkün değil.. Fikret Otyam 60'ıncı yılını kutladı.. Boyalarla 60'ıncı yılını.. Ben onu tanıdığımda Ankara'da, çömez gazeteci iken, o ustaların önde gideni idi. Cumhuriyet'te muhabir.. Ama fotoğraflarını kendi çektiği röportajlarının hepsi efsane.. Otyam, dedin mi akan sular dururdu. Sonra gazeteciliği eksiltmeye başladı hayatından, boyayı artırmaya başladı. Bedri Rahmi Atelyesi'nden mezun Çallı ile çalışmış bir ustadan ne beklerdiniz ki.. Şimdi en sevdiğim ressamların başında geliyor.. Bu satırları yazdığım odanın tam karşı duvarında iki Otyam var.. Kürt kızları.. Biri yaz.. Biri kış.. Evimin salonunda da iki Otyam asılı.. Onlar da peyzaj.. Biri kış.. Biri gece.. Yatağımın tepesinde de bir başka Otyam var.. Filiz.. Eşi.. Onun el tezgâhında örülmüş, gerçek tüylerle süslenmiş bir tavus.. Filiz'in tezgâhı da 25 yaşında.. Pazartesi boyaların 60, ipliklerin 25'inci yılı idi yani.. Gönlüm oradaydı Otyamlar.. Sizi sarılıp öptüm.. Hissettiniz değil mi?..
|