| |
Bayram gibi
Salon valilerle doluydu... Kimi eski valiydi, kimi halen görevde... Kimi emekli valiydi, kimi merkez valisi... Girince, salona bir göz attık... Kimler yoktu ki... "Eski valilerden" Abdülkadir Aksu, Vecdi Gönül, Kemal Nehrozoğlu, Necati Çetinkaya... Dün "onların" bayramıydı: "10 Ocak İdareciler Günü."
Geçen ay Türk İdareciler Derneği Genel Başkanı Emekli Vali Utku Acun aramıştı. Ve "yönetim kurulu olarak" aldıkları bir kararı önce sözle, sonra yazıyla bildirmişti: "........ yıllardan beri köşe yazılarınızda ülke ve taşra sorunlarını özgün, tutarlı, yansız biçimde ele aldığınız, taşrada bu sorunların çözümünde sorumluluk yüklenmiş mülki idare amirlerinin görüş, düşünce ve uygulamalarına yer vermeyi itiyat haline getirdiğiniz memnuniyetle müşahede edilmiştir. Bu nedenle size mülki idare camiasının takdirlerini, teşekkürlerini içeren bir şükran belgesi verilmesi kararlaştırılmıştır........"
Teşekkürler Türk İdareciler Derneği. Dün "törenlerine... Bayramlarına" katıldık. Ve "şükran belgelerini" aldık.
Törende Devlet Bakanı Güldal Akşit de konuştu. Ve "bizimle ilgili bir anısını" anlattı. Çoktan unutmuştuk. Güldal hanım, eski vali, eski İçişleri Müsteşarı, eski Milletvekili, "valilerin ağabeyi" Galip Demirel'in kızı. 2002 seçimlerinden sonra Turizm Bakanı olunca, Güldal hanıma şöyle bir şaka yapmışız: - Bundan sonra size "Galip Demirel'in kızı" mı diyeceğiz, yoksa Galip Demirel'e "Güldal hanımın babası" diye mi takılacağız? Dün törende "baba" da vardı, "kızı" da. Önce Galip Demirel konuştu. "Deneyim küpü bir devlet adamının yaptığı, her cümlesinde ayrı ders bulunan" bir konuşmaydı. Sonra Güldal Akşit kürsüye çıktı. "Yavuz bey bana böyle bir espri yapmıştı" diyerek, 2002'deki şakalaşmamızı anlattı. Ve "noktayı" koydu: - Ben, biraz önce konuşan ve her cümlesinden ders almaya devam ettiğim Galip Demirel'in kızıyım... Bana öyle deyin. Salon alkıştan inlerken... Galip Demirel'in gözlerinden de iki damla yaş süzülüyordu.
Gördük ki idarecilerin (valisiyle, kaymakamıyla) bazı sorunları var. Ve ne gariptir onlar da "Ankara bürokrasisinden" şikayetçi.
"Salon emekli ya da görevde olan valilerle doluydu" diye yazıya başladık. Çoğu "kamuoyunun yakından tanıdığı" isimlerdi. Ve neredeyse tamamı "soruşturma" geçirmişti. "Bizde adet böyledir" diye, yanımızdaki valinin kulağına eğildik: İş yapmayana bir şey demeyiz... Çalışana da neden iş yaptın diye sorarız.
"Ödülü" Güldal Akşit'in elinden aldık. Güldal hanım, alçak sesle sordu: - İzniniz olmadan, aramızdaki konuşmayı kürsüye taşıdım... Kusura bakmadınız değil mi? "Hayır" diye güldük: - Galip Demirel'in kızı olduğunuzu bir kez daha gösterdiniz.
|