|
|
Reklam dört dörtlük, ya PR?
Hem Visa'yı kutlamak gerek hem de reklam ajansı Güzel Sanatlar'ı. Bankalararası Kart Merkezi'nin hazırlattığı, Okan Bayülgen'in özellikle bakkalın çocuğu rolünde (bu tipi Okan mutlaka Zaga'ya transfer etmeli) büyük başarıyla oynadığı reklam filmlerinin hemen ardından 'Visa Electron demek, nakit demek' kampanyasını başlatmaları çok akıllıca, bu bir. İkincisi, filmi yerli. İthal değil. Bir çok abuk yabancı reklam filmi gibi bize yabancı kalmıyor. Üçüncüsü, çok kısa zamanda derdini son derece yalın bir mesajla anlatmayı başarıyor. Dördüncüsü, popcorn'lu ve çilekli iki film birden sadece 87 bin YTL'ye mal olmuş. Yeni 'fiyatperformans' dengesi çok iyi... Bunlar çok iyi de, Visa'nın Genel Müdür Yardımcısı Aslı Alatan hanımla benim davetli olduğum bir yemekte Visa ile ilgili öğrendiğim şeyleri, böyle özel bir yemekte öğrenmiş olmam, ya benim ayıbım, ya da iletişimini ona layık olduğu şekilde yönetemediği için Visa'nın. Visa kâr amacı gütmeyen bir kuruluşmuş. Buyurun... Bankalar 'üyeleri' imiş. Türkiye'de 25, dünyada binlerce üyesi varmış. Elde edilen gelir ya teknolojik alt yapıya harcanıyormuş, ya da 'Rabat' olarak bankalara iade ediliyormuş... Türkiye'de kart kullanma kültürü AB ülkelerinden daha ileride imiş. Borç takanların sayısı AB ortalamasının altındaymış. (Şu taksitli satışların artması yüzünden 'Memleket elden gidiyor' paniğine kapılanların bilmesi gereken bir veri bu. Milletimiz 'hortumcu' değil yani) Çalıştıkları PR ajansı Accord'u tanırım. İşlerini çok iyi yaparlar. Visa ile ilgili son iki ayda çıkan haberlerin kupürlerini istedim. Yollamışlar. Mükemmel. Ama dağınık. Odaklanmamış. Hangi konunun arkasında tam olarak durduklarını anlamak zor. PR şirketi işini mükemmelen yapmış. Visa'nın ev ödevi ise zayıf... İletişimde odaklanmazsan ve durmadan tekrarlamazsan, algılatamazsın. Ya da herkes, o ünlü soruyla Visa'nın bu dünyada ne için var olduğunu' algıladı da bir tek ben mi yabancı kaldım?
|