kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kenan Onuk @ SABAH
 

Mozart ve Fazıl Say

Mozart 19. yüzyılın, en çok ilgi toplayan bestecilerinden biridir. Fazıl Say, Mozart'ın müziği üzerine "Uçak Notları" adlı kitabında çok ilginç değerlendirmelerde bulunmuştur. Uzun uçak yolculukları boyunca kaleme aldığı son derece ilginç fikirleriyle Fazıl Say aynı zamanda usta bir eleştirmen görevi de üstlenmiştir. Şimdi ünlü besteci üzerine, Fazıl Say'ın yazdıklarından bir bölüm sunmak istiyoruz size. "Türk müziğinden esintiler, Türk motifleri ya da bir bütün olarak Türk stili..." Bilindiği gibi "Alla Turca" denen stil 18. yy Avrupası'nda pek modaydı. 1863'deki bizim II. Viyana Kuşatması öyle izler bırakmıştı ki, Viyanalı'sı, Avusturyalı'sı ve giderek Avrupalı'sı Mehter Müziği'nin heybetini, gümbürtüsünü unutmamıştı. Müzikle "yüreklere korku salmak" işte bu kadar olur! Viyana'da bugün bile çocuklara "yaramazlık yapma, Türkler geliyor" denir. 18. yüzyılın başlarından beri, Avusturyalı, Alman, Fransız ve çoğu İtalyanlar'ın olmak üzere Türkleri konu alan 150 dolayında opera ve bale eseri yazılmıştır. Olaylar soğuyup Avrupalı bu işe olgunlukla bakınca "Türk Figürü", merhametli, sevecen, bağışlayıcı, şefkatli bir karaktere dönüşmüştür. Özellikle Mozart'ın operalarında; Asyalı ve Avrupalı, Doğulu ve Batılı, Müslüman ve Hıristiyan, kadın ve erkek, herkes sadece kanlı canlı değil, duygulu ve duyarlı birer "insan"dır. Hatta Mozart, bu insanlar arasındaki eşitliği vurgulayabilmek için Doğu insanını yüceltmiştir. Çalgı müziğinde ise "Alla Turca" modasının rüzgarında Mozart'ın yaklaşımı, Avrupalı'ya çarpıcı gelen ritimleri ve Asya tınılarını kendi yaratıcılığına göre incelikle değerlendirmek olmuştur. Bir keman konçertosunda, davullar ve ziller düşünebiliyor musunuz? Mozart bunu bile yapmıştır. Ünlü piyano sonatının "Rondo Alla Turca" (Türk Marşı) bölümünde mehter müziğini, öznel ama bence çok doğru bir esintiyle yansıtmıştır. Benim, Mozart diskimde yer alan bu sonatı yorumlarken, davul vuruşlarını özellikle duyurmak istedim. Bu ritim, sol elde sürekli aynı vurguları yineler. "Kuşatma"nın tantanasını birazcık yaşatmak iyi olur gibime geldi. Viyana Kapıları'ndaki bunca Mehter Takımı, gece gündüz boşuna mı gümbürdedi? Burada bir ayrıntıya değineyim. Mozart'ın Türk müziğinden anladığı ile bizim halk müziğinin ya da saray müziğimizin hiç ilgisi yoktur. Mozart için "Türk Müziği", mehter müziğinin yeri göğü inleten kasırgasıdır. Birkaç yıl önce Salzburg Festivali'nde "Saraydan Kız Kaçırma" Operası'nın ilginç bir temsili yapılmıştı. Sanıyorum yönetmen Filistinli'ydi. Orkestrada bizim geleneksel çalgılarımız kullanılmış, bu değişik orkestranın yarattığı ses renkleri çok beğenilmişti. Opera dünyasında yankılar uyandırmıştı, temsil. Ben de aynı görüşteyim: Gerçekten özgün bir yapımdı, başarılı bir denemeydi. Çünkü eserin atmosferine uygun düşmüştü bu ses renkleri... Müzik, biraz da kendine özgü bir atmosfer yaratmak değil midir? Küçükken ama çok küçükken Mozart'ın 40. Senfonisi'ne bayılırdım, hep onu dinlerdim. 7-8 yaşlarıma geldiğimde ise kapağı rengarenk başka bir Mozart plağına tutulmuştum! KV 467 do majör Piyano Konçertosu... Bıraksalar bütün gün dinlerdim. Galiba "Brendel" yorumluyordu...

KAHROLSUN MÜZİK KUTULARI
Bu konçertoyu son yıllarda dünyanın dört bucağında defalarca çaldım. Türkiye'deki dinleyicilerimiz beni ilk olarak bu eserle tanımıştır. Konçertonun benim yazdığım kadanslarla ilk seslendirilişi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni ile verdiğimiz konserdir. (1995) Bir ayrıntıdan başlamak istiyorum. Bilindiği gibi Mozart döneminde besteciler, konçertolarda "kadans" denen gösterişli parlak piyano geçitlerini yorumcuya bırakmışlardır. Eserin notasında piyanonun tek başına söz aldığı kadans kısımları boştur. Mozart da boş bırakmıştır. Çünkü konser sırasında bu geçitleri kendisi yaratıp seslendiriyordu. Mozart gibi bir besteci-piyanistin işine gelmiştir kadans üretmek. O dönemde sadece Mozart değil bütün besteciler aynı yöntemi izlemişlerdir. Kendileri seslendirmeseler bile yorumcuya bırakmışlardır, kadansları. Peki bestecinin ölümünden sonra? Notalarda boş görünen bu ölçüleri, daha sonra başka besteciler ya da piyanistler eserin genel havasına göre yazmayı bilmişlerdir. Mozart'ın konçertoları üzerine sonradan ünlü besteci ve piyanistlerin yazdığı olağanüstü kadanslar vardır.

***

İşte ünlü piyanistimiz Fazıl Say'ın Mozart'la ilgili yazdıkları. "Uçak Notları" adlı kitabı, Say'ı klasik müzik dünyasına bakışıyla da tanımak isteyen müzikseverlere tavsiye ediyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İstanbul ve Ankara'da iki önemli konser   / 18-12-2004
 Önemli müzik haberleri   / 11-12-2004
 Mozart ve Fazıl Say   / 04-12-2004
 Müzik dünyasından üç haber   / 27-11-2004
 Müzikseverler için üç önemli haber   / 20-11-2004
 Çok güzel bir konser izledik   / 13-11-2004
 Bir konser bir opera   / 06-11-2004
 Cumhuriyet Dokuzuncu Senfoni ile anıldı   / 30-10-2004
 Dvorak'ın anısına özel konserler   / 23-10-2004
 Bilkent Senfoni sezonu açıyor   / 16-10-2004
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Adam "Bu nasıl manav!" diyerek domatesleri...
KENAN ONUK
Ünlü "Yeni Yıl Konseri"ni kaçırmayın
Bugün dünyanın en...
AYŞEGÜL ALDİNÇ
Cingıl beeell Cingıl beeell...
Tam da bir yılbaşı yazısı...
Akşamdan kalmalara öneriler
İçkinin normalin üstünde tüketildiği yılbaşının sabahında hava koşullarına...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.