kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hocam size Neo-Nurcu diyebilir miyim?
'Çok sıkı pazarlıkçı'
Gülen'in ülkeye dönmesi şart mı?
Kaynaklarımız

Hocam size Neo-Nurcu diyebilir miyim?

Fethullah Gülen, Nur kökenli ama 'Nurcu' olarak tanınmak istemiyor. Bunun tek nedeni Nurcular'ın bugüne kadar çok karalanmış bir cemaat olması mı? Değil!.

Bu konuda karşıma çıkan en abuk cümle neydi?
BU diziyi hazırlarken çok sayıda yazı okudum. Bunlar içinde rastladığım en abuk, en yanlış cümle şöyle başlıyordu: "Said-i Nursi'nin kurduğu Nur tarikatının şeyhi Fethullah Gülen ve müridleri..." Nurcular ve Gülen üzerine kalem oynatan çok sayıda bilgisiz yazar var. Bunların bazısı 70 yaşını geçmiş ama eleştirdiği kesimin ne olduğunu, kim olduğunu öğrenmemiş. Bir daha anlatalım:
1) Onun adı 'Said-i'değil 'Said'.
2) Nurculuk, 'tarikat' değil 'cemaat'tir.
3) Tarikat olmadığı için şeyhleri yoktur.
4) Şeyhleri olmadığı için müridleri de yoktur. Takipçilerine (siz isterseniz 'yandaşları' deyin) 'talebe' denir.
5) Tarikat olmadıkları için yeni liderin kim olacağı belirsizdir.
6) Aşağıda tartışacağımız gibi Gülen'e 'Nurcu' demek sorunlu bir ifadedir. O kendine Nurcu demez, klasik Nur cemaatinde yer alan birçok kişi ve grup da onu Nurcu saymaz.

Hocaefendi'yi ve cemaati nasıl adlandırmalıyız?
FETHULLAH Gülen, klasik Nur cemaatinin içinden yetişti. Ancak, hem çok karalanmış olan 'Nurcu' sıfatından kurtulmak, hem de kendi cemaatini oluşturmak için 'Nurcuyum' demiyor, denmesini de istemiyor. Onun cemaati Bediüzzaman'ın eserleri kadar, Hocaefendi'nin kitaplarını ve diğer bazı kaynakları da okuyor. Çalışma biçimi, cemaat yapısı, hedefleri açısından 'klasik Nurcular'dan farklı: Bir kere dindar olduğu kadar milliyetçi de... Kitaplar kadar ses ve video kasetleri de cemaat içi eğitimin bir parçası... Klasik Nurculukta hiyerarşi yoktur, Gülen cemaatinde ise var... Klasik Nurcular 'örgüt' değildir, Gülen ise gayet örgütlü... Klasik Nurculuk siyasetten uzak duran, muhalif bir harekettir. Gülen ise iktidarla, devletle içli dışlıdır... Klasik Nurculukta vurgu demokrasiyedir, Gülen ise devlete vurgu yapar... Bence Gülen'in siyasal İslamcılar gibi bir devlet projesi yok. Anladığım kadarıyla o, 'dindar bürokrasi ve disiplinli demokrasi' istiyor. Bunları göz önüne alarak ben şimdilik sosyal bilimci Hakan Yavuz gibi düşünüyor ve ona 'Neo-Nurcu' diyorum. Daha makul, daha açıklayıcı bir kavram çıkana dek bunu kullanacağım.

Said Nursi ve Gülen'in benzer noktaları neler?
1) Yüksek zeka ve güçlü hafıza.
2) İkisinin de hayatında kadın yok. İkisi de sadece erkeklerden oluşan bir 'iç hizmet grubu' kurdu.
3) Bir ideal için çalışma, bu yolda gerektiğinde her türlü dünyevi zevkten, tutkudan uzak durabilme.
4) İnsanları etkileme, inandırma, bir davaya bağlama becerisi.
5) Çevrede olup bitenlere karşı yoğun bir duyarlılık. Bunun bir sonucu olarak ikisi de şiirler yazmıştır.
6) İkisi de talebelerinin gözünde birer 'eleştiri-dışı', 'yüce' bir mitolojik figür haline gelmiş durumda.

Said Nursi ile Gülen'in temel farkları nedir?
EĞER tek kelimeye indirgeyeceksek: Said Nursi bir filozoftu. Gülen ise bir siyasetçidir. Said Nursi, Kuran'ı yorumluyor, hakikati arıyordu. Gülen ise bir düşünür değil; din alanında siyaset yapıyor. Yanlış anlamayın: "Dini siyasete alet ediyor" demiyorum. Kendine bağlı dindarları sevk ve idare ediyor. 'Akıllı, tecrübeli, kurt' bir siyaset adamı gibi havayı kokluyor, fırsatları değerlendiriyor ve buna uygun kararlar alıyor.

'Diyalog ve hoşgörü'nün başka anlamları var mı?
FETHULLAH Gülen sürekli olarak diyalogdan ve hoşgörüden söz ediyor. Bence bu kavramların görünenin ötesinde anlamları var. Mesela şöyle: 'Gerçek dünya'da diyaloğun karşılığı "pazarlık", hoşgörünün karşılığı ise "centilmence rekabet". Aslı Aydıntaşbaş'ın yandaki izlenimlerini okuyun. Gülen'in gerçekçi ve yaman bir pazarlıkçı olduğunu göreceksiniz. Ayrıca içine kapanık Müslümanları, küreselleşen dünyada Hıristiyanlarla 'dini' rekabete açmıştır. Ancak bunun 'çatışmalı, kavgalı' değil centilmence, yani 'iyi olan kazansın' şeklinde olmasını istemektedir.

Gülen devleti ele geçirmeye çalıştı mı?
HOCAEFENDİ her dindar kişi gibi devlet kadrolarının kendi dininden olmasını istiyor. Bu sebeple bürokrasiye adam sokuyor. Ancak burada kritik bir nokta var. Sivil bürokrasi siyasetle ilişkilidir. Biri gelir, biri gider. Biri yükselir, öteki iner. Silahlı Kuvvetler ise farklıdır. "Hiyerarşi, emir-komuta zinciri, disiplin" bir numaralı değerdir. Ordu bunun dışına çıkmaz, çıkamaz, çıkmamalıdır. Eğer komutan bir astına emir verdiğinde, astı bunu hemen uygulamak yerine, başka bir otoriteden de onay almaya kalkışırsa işler yürümez. Dolayısıyla ordunun kadrolarını gerektiğinde 'temizleme' hakkı vardır. Tabii bir başka kritik nokta da bilgi sızması. Bu bilginin illa da 'devlet sırrı' olması gerekmiyor. Mesela 28 Şubat döneminde 'andıç'lı haberler yapılmış, bazı yazarlar neredeyse vatan haini ilan edilmiş, işlerinden kovulmuştu. 'Andıç' ancak iş işten geçtikten sonra ortaya çıkarılmıştı. Halbuki o dönemde kamuoyunca bilinseydi, bazılarının karizması fena halde çizilirdi. Değil mi?

Ordunun tek rahatsızlığı disiplinin bozulması mı?
HAYIR değil. Bir konu daha var: Komutanlar devleti bir piramit gibi görür. Her işin bir 'görevlisi' vardır. Faraza Vatikan ile ya Dışişleri Bakanı görüşür ya da Diyanet İşleri Başkanı... İşte bu yüzden 'emekli bir vaizin' Papa ile buluşmasına komutanların aklı yatmaz. Fethullah Gülen ise devlet piramidinin dışında yeni bir ilişkiler ağı, yeni bir meşruiyet ve otorite alanı kurmuştur. Hoşunuza gitsin gitmesin; prensip olarak bunu yapmaya hakkı vardır. Ayrıca bu çabası küreselleşen dünyanın gerçekleriyle uyumludur. Ve unutmayalım: Gülen'in faaliyetleri hem bürokraside, hem de siyasette çok sayıda destekçi bulmuştur.

Fethullah Gülen niye İran'da değil de ABD'de?
"GÜLEN niye Suudi Arabistan'a ya da İran'a değil de ABD'ye gitti" kadar cahilane bir soru olamaz! Çünkü Gülen, hem Suudi tipi, hem de İran tipi Müslümanlıktan hiç haz etmiyor. İkisine de karşı. Bu ülkeleri sevmiyor. Mesela, "Niye Japonya'da yaşamıyor" diye sormak dahi daha makul olur! Aman sakın "Niye İran'da değil" diye sormayın, yoksa olup biteni hiç anlamadığınız ortaya çıkar. Yok eğer işi siyasete döküp "Gülen, ABD'nin maşası mı oldu" derseniz... ABD'nin kullanmadığı mı var?

Hocaefendi'den sonra cemaatte neler olacak?
ORTADA bir tarikat olmadığı için, Gülen'den sonra cemaat bir süre hiçbir şey olmamış gibi davranacak. "Dimdik ayaktayız" mesajı verilecek. Ancak bir süre sonra bölünmeler başlayacak. Mesela 'finans grubu' ile 'eğitimciler' arasında görüş ayrılıkları çıkacak. 'Medya grubu'na hakim olma çabalarını da görebiliriz. 'Temsil ve iktidar' mücadelesi toparlayıcı bir lider çıkana dek sürecektir.

Emre AKÖZ-Nevzat ATAL


1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Tsunami zirvesi
 Demirel için polis alarmda
 Hastayla bir dakika
 450 milyonluk sessizlik
 Bu ayıp da bize yeter
 Murat Demirel ve eşine özel villa
 'Yeni kaset gelebilir'
 Makinist de tahliye oldu
 Denktaş: Bugünlere nasıl gelindiği bilinmeli
 Askeri yargı yolsuzluk takibinde yine şeffaf
 Yargıtay seçimlerine müdahale etmiş
 'Bilecik Valisi'ni görevden alın'
 Doğu Anadolu kara teslim oldu
 Kalanlar da sır olmasın!
 Vakıflar yurtdışında tarihi eser peşinde
 Son tarih 1 Şubat
ERDAL ŞAFAK
Irak'ın büyük sınavı
Irak'ta seçim...
ALİ KIRCA
Empati!
17 Ağustos sonrasındaki günleri hatırlayın.. .
ÖMER LÜTFİ METE
'Kirlenmek güzeldir'
Baykal son 'Sarıgül vakası'...
UMUR TALU
Yazılmayan yazı
"Felaket", kurbanlarından öte,...
Yeniden masaya dönün
Dışişleri Bakanı Gül'ün Ortadoğu gezisinde dünkü durağı Filistin'di.
Yine çocuk kurban
İsrailli askerler, önceki gün Gazze'nin 5 km kuzeyindeki Beyt...
Demirel'den 3'lük
Demirel'den 3'lük
Basketbolun ilk özerk seçimi nefes kesti. İlk 4 sandıkta Arıboğan 71,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu