Tapusuz olmaz
G.Saray yönetimi Seyrantepe projesine start verecek 50 milyon dolarlık krediyi buldu.. Ancak kredinin kulübün kasasına girebilmesi için Seyrantepe'nin tapusunun alınması şart. Niye mi? Eğer G.Saray üst hakkını elinde bulundurduğu Ali Sami Yen için bankadan parayı talip etseydi 50 milyon dolarlık kredi çoktan gelmiş olacaktı. Çünkü Ali Sami Yen bir stat. Ve bankalar stat gelirlerini taahhüt olarak kabul ediyor.Dolayısıyla tapu olmasa da üst hakkı sayesinde tribün gelirleri kulübün kredisinde teminat olarak kabul ediliyor. Seyrantepe ise boş bir arazi.. Sayrantepe için üst hakkı kabul görmüyor. Çünkü boş arazinin üst hakkı teminat olarak gösterilebilecek bir gelir yaratmıyor. G.Saray yönetimi de 50 milyon dolarlık krediyi hızla çıkarmak amacıyla Seyrantepe arazisinin tapusunu almak için uğraşıyor.
Yılbaşında 5 trilyon zam Hazineye ait arazilerin devri hakkındaki yasanın 4706 4-B maddesine göre "Doğrudan satış" şeklinde G.Saray'a verilecek olan Seyrantepe'nin alımı Bakanlar Kurulu'nun onayını bekliyor. Çünkü 50 trilyonun üzerindeki arazi satışları ancak Bakanlar Kurulu kararıyla yapılabiliyor. Karar 31 Aralık'a kadar çıkarsa Seyrantepe 69 trilyona G.Saray'ın olacak. Eğer karar 2005'e kalırsa bu rakam 74 trilyona çıkacak.. G.Saray 384 bin metrekarelik araziyi aldığında 200 bin metrekarelik alan 3 bin adet konut yapımı için Doğa Başak Kooperatifi ile Finanskent'e verilecek. Kalan 184 bin metrekarelik alanın 60 dönümüne stat, 20 dönümüne de iş merkezi yapacak olan G.Saray, diğer 100 dönümü iki kooperatife, "Yarısı sizin yarısı bizim. Gelin buraya da konut yapın" şeklinde teklif edilecek. Burada özetlediğimiz bu proje için tapu şart. Çünkü 30 yıllık üst kullanım hakkına iki kooperatif "30 yıl sonra ne olacak?" kaygısıyla sıcak bakmıyor, 50 milyon dolarlık krediyi verecek banka da "Tapu isteriz" şartını koyuyor. Gecesini gündüzüne katan, hatta uykusuz geceler geçiren ve elinde bavulu hazır bekleyen Mali İşlerden sorumlu Başkan Yardımcısı Refik Arkan, Bakanlar Kurulu'ndan çıkacak onaydan sonra hemen Almanya'ya gidip 50 milyon dolarlık krediyi imzalayacak.
Özhan Canaydın Plesan'ı almaz Seyrantepe projesini "Kurtuluş reçetesi" gören G.Saray yönetimi bu arada Hagi'nin istediği "10 Numara" için arayışlarını sürdürüyor. Bir yandan da Denizlili Güven, Çanakkaleli Mehmet Kabze, G.Birliği'nden Ali Tandoğan ve Antepli İlhan için görüşülüyor. Alıcı G.Saray olunca bu oyuncular için istenen bonservis bedelleri bütçe yakıyor. Yönetim de takım içi dengeleri bozmamak amacıyla haddini aşan transfelere sıcak bakmıyor. Hagi, vatandaşı olan, Rumen liginin sonuncusu Universitatea Craiova'da oynayan Plesan'ı "Tam bize göre. Dengeleri bozmayacak bir maliyeti var" diye ısrarla istiyor ve "Kefili benim" diyor. Plesan'ı, Romanya'nın Almanya'yı 51 yendiği maçta izledim. Atılan 5 golde de imzası vardı. 4 asist yaptı. Hele attığı gol öncesinde rakiplerinden sıyrılışı ve hareketli topa vuruş biçimi mükemmeldi. G.Saraylı Volkan'ın da "Çok beğendim" dediği 22 yaşındaki Plesan'la ilgili kafama takılan kuşkular var. Bir maça bakıp karar vermek doğru olur mu? Üstelik, Romanya'da 10 numaralık bir oyuncu sahne alacak ve Avrupa'nın devlerinin haberi olmayacak. Bu mümkün mü? Plesan'ın transferine karar verilirse 250-300 bin dolar bir ücretle 6 aylığına kiralanacak. "Ya tutarsa" şeklinde göle çalınan maya gibi beğenilirse bonservisi alınacak.
Ucuz etin yahnisi mi? Plesan'ın menajerliğini Hagi'nin bacanağı, Becali'nin ortağı Popescu'nun yapması da kafa karıştıran bir durum. Sezon başı Hagi yabancı oyuncuların Becali-Popescu üzerinden yapılmasını istemiş Ergun Gürsoy da şiddetle karşı çıkmıştı. Çünkü Başkan Özhan Canaydın, Galatasaraylılar Derneği'nde dostlarına, "Bratu ve Petre yüzünden zarara uğradık. Beni aldattılar; oyuna getirdiler" şeklinde dert yanmış ve "Bir daha asla Popescu-Becali ikilisiyle transfer görüşmeleri yapmam" demişti. Bu yüzden Başkan Canaydın'ın Plesan transferine yeşil ışık yakacağına inanmıyorum. Dilerim Plesan "Ucuz etin yahnisi yavan olur" sözünün belgesine dönüşmez.
|