Tsunami
Herkesin ömrü, kendi içinde büyük bir fay kırığının enerjisini biriktirir. Beklemiş ve üst üste yığılmış gönül kırıklıkları harekete geçmek için zamanını bekler. Sabredilmiş, bastırılmış, görmezden gelinmiş büyük kırıklar; içinizde patlayacak büyük depremin habercisidir. Uzak ve güney Asya'nın sakin denizlerinin kıyısında küçük rüzgârların yol açtığı kıvrımlara kendini kaptırmış, belli belirsiz dalgaları seyredenler, her şeyden ne kadar da habersizdiler. Siz de, kendi içinizin uzak denizlerindeki büyük dalgalara da o kadar uzaksınızdır aslında, kıyıda kendi hayatınızın aksini seyrederken. Oysa, derinlerdeki "kırıklıklar"ın sebebi yine sizsinizdir, unutmuş olsanız, unutmuş görünseniz de.... Bir gün patlayacaktır tsunami dalgalarında... Bir gün kendi gönül kırığınızın altında kalacaksınızdır oysa... Kaçış yok! Hangi tepeye sığınacaksınız ki?
Aşktan filan söz ettiğimizi düşünenler yanılacaklardır. Lakin, başka yalnızlıklar, başka çaresizlikler ve başka "unutulmuşluk"lar bahse konudur bu yazının satırlarında. Ve onların yol açacağı "hakiki" tsunamiler... 1894 depreminde dalgalar surları aşmış. Kıyıdaki bütün tekneler parçalanıp batmış. Ama şiddeti Uzak ve Güney Asya'nın şiddetinde olmamış hiçbir zaman... Gölcük'te suya gömülen evlerse tsunamiden değil başlı başına. Fay hattında suyun yarılması bir bakıma. Uzmanlar diyorlar ki, İstanbul'da tsunami olmayacak. Derinliği yetmez Marmara ve Boğaz'ın sularının... Yeryüzü ve yeraltı depreminin "tsunami"lerinden korkmamıza gerek olmadığını söylüyor bilim adamları. Ama tsunami olmazsa da "dalgasız depremler"den korkmamıza gerek yok mu? Bizim "tsunami"mize dair asıl tehlike ise başka kırıklardan gelecek yeraltından: "Bilim" kırılmış kendi arasında... Bilim adamlarının arasında derin bir fay hattı var, deprem mevzuunda... Farklı bilgilerin "tsunami"lerinin tehdidi ve gürültüsü altında kalıyor "uzun vadeli hazırlıklar..." Şimdi herkes "Uzak ve Güney Asya denizi"nin kıyısında, küçük kıpırtıları seyredenler gibi dalgın ve kendi halinde... Homurtuyla uyanacaklar da... Çok geç olacak!
Bir de "yerüstü depremleri tehlikesi" var ki... Yani başka "tsunami"ler de sırasını bekliyor hayatımızda... Yine "aşk"tan bahsettiğimizi sananlar yanılacaklardır. Denizlerin kenarında değil yalnızca, ama asıl "şehirlerin kıyısı"ndaki adına varoşlar deniyor, dev dalgalarıyla gelmekte olan tsunamilerin kaç kişi farkında? Ki her biri unutulmuş "sosyal ve ekonomik kırıkların" sonucudur diplerde... Richter ölçeğinin rakamlarını bilemem... Lakin DİE ölçeğinin rakamlarında, yoksulluk sınırı 514'e çıkmış ta... Çay bahçelerinde sakin denizleri seyredenlere hatırlatayım dedim yine de...
|