kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Filiz Akin @ SABAH
 

Her şeyin bir modası var

Dior, Chanel, Yves Saint Laurent gibi Paris'in en şık ve pahalı mağazalarına başımda kasket, en hımbıl ve en dökülen yürüyüş kıyafetlerimle girip çıktım

İnsanoğlu veya kadınlar böyle işte... "İyisin" dediler mi (satın alsın veya almasın) vitrinlere bakıp, etrafında olup bitenlerle ilgilenmeye başlıyorlar. (Eskisinden daha çok. Sanki bir şey kaçırmak istemiyormuş veya yeniden dünyaya gelmiş gibi.) Paris çok pahalı. Euro'yu neredeyse Frankmış gibi yansıtmışlar fiyatlara. Avenue Montaigne ve Faubourg St. Honore civarında dolaştık. Güzelim şık mağazalarda kimse yok. Dior, Chanel, Dolce Gabana, MaxMara, Gucci, Yves St Laurent, Hermes gibi mağazaların hepsine başımda kasket, en hımbıl, en dökülen yürüyüş kıyafetiyle girdim çıktım. Modayı çok önden takip eden Collette, (ki dünyanın her yerinden modaya meraklı veya işi moda olan, almasa bile bakmaya gelenlerle doludur hep) gayet tenhaydı. Dikkatimi çeken, diğer senelere göre kahverengiyi öyle güzel kullanmışlar ki insan kahverengi bir şey bulmak, en azından çanta, ayakkabı veya kazak almak istiyor. Bu senenin ayakkabılarının burnu charliston dönemindeki gibi yusyuvarlak olmuş. (Avantajı benim gibi kocaman ayakları olanları daha küçük göstererek sevindiriyor.)

ÇİN DÜNYA PİYASASINDA
Prada'dakiler çok yüksek önü açık, dolgu topuk, Yves St Laurent'dekiler hem yuvarlak hem dolgu topuk hem de Çin işi gibi üstü çiçek işli. (Çin çok fena geliyor dünya piyasasına. En lüks mağaza bile imalatın bir kısmı orada yapılmış mallarla dolu) İki sene çok moda olan fildişi saplı çantaların aksine üstünde çok büyük harflerle marka yazılı çantalarını beğenmedim. Prada (eskiden neredeyse çanta alacak fiyata) çanta üzerine çift sallandırılan robot süsler yapmış. Hermes, çantada Kelly modelinin bir de daha kısa, uzunca bir dikdörtgen modelini çıkarmış doğrusu çok hoşuma gitti. Her tarafta leopar, panter deseni giysi, aksesuar olduğu için daha ucuza bulmak mümkün. Her yerde kürk giysi veya kürk süsler var. Eskimolar gibi nubuk topuksuz içi kürklü, bantlı veya düz, bol bir soket çorap gibi botlar Amerika'da 100 dolarsa Paris'te 200 dolaraymış. Chanel tipi, birkaç rengin karışımı buklet veya tüvid tayyörler Houston'daki dünyaca meşhur alışveriş merkezinde de dikkati çekiyor. Paris'te en güzeli Deux Magots adlı kafede (yuvarlak masalar çok küçük olduğundan) döke saça kruasan yiyip sütlü kahve içmek veya komple kahvaltının tadını çıkartırken etrafı seyretmekti. Sokaklarda birbirimize sarılıp veya kol kola girip serseri mayınlar gibi oradan oraya dolaştık. Amerika'da güvenlik önlemleri bir başka alem. Elinizdeki, üstünüzdeki her şeyi, hatta ayakkabılarınızı çıkarttırıp yürüyen makineye koyuyorlar. İyi ki yün çorabım vardı yerler taş ve epey bekliyorsunuz. Törpü, makas varsa yandınız. Didik didik ediyorlar. Bilgisayarlar oradan oraya atılıp inceleniyor. Onlar diyene kadar "Ay, may" deyip eşyanıza dokunmaya kalkmayın. Çok fena azarlıyorlar. Birkaç kere aranıyorsunuz. (Kasketliyim kendimi saklamak istiyorum gibi mi düşündüler nedir? Beni tuttu gözleri.) Üçüncü kontrol yerinde kollarımı kaldırmamı söyleyip didik didik aramaya başlayınca Sönmez söylenmeye, kadın da kavgaya başladı zor yatıştırdım. Bavulların kilitlenmesi de yasak. Uçağın deposuna atmadan önce açılıp saçılacağını bilmekte fayda var. Salonlarda Uzakdoğulu masörler tarafından uygulanan masaj yerleri moda olmuş. Koltuğa ters oturup bacaklarınızı öbür tarafa uzatıyorsunuz. Kısa zamanda belirli bölgelere basarak rahatlatan bir masaj yapıyorlar. Görmedim ama bizim dış hatlarda da varmış. Daha anlatacaklarım bitmedi. Haftaya buluşmak üzere...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Alternatif tıp ve New Age arayışları   / 18-12-2004
 Yeşilçam filmleri hiç eskimeyecek   / 04-12-2004
 Tiyatrodan sinemaya bir yolculuk   / 27-11-2004
 Her şeyin bir modası var   / 20-11-2004
 Kontroller var ama şimdilik yendik   / 13-11-2004
 Amerika'dan müjdeyle döneceğim   / 06-11-2004
 Oğluma nasıl söylemeliyim?   / 30-10-2004
 En zor günlerimizde dostlar yanımızdaydı   / 16-10-2004
 Houston'un sağlık güneşi   / 25-09-2004
 Zor anlarda güç inançta aranıyor   / 11-09-2004
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
AYŞEGÜL ALDİNÇ
Seni ancak ebediyetler eder istiap
Öyle kolay kolay...
Bir evlilikten can alıcı beş sahne
Bir evlilikten can alıcı beş sahne
Ozon'un bir özelliği, her filminde sürpriz yapması. Beklenmedik...
Bir korku filmi de bizden olsun bari
Bir korku filmi de bizden olsun bari
Büyü'ye gitmekte zorlandım. Sevgili Hıncal "sosyetenin galası" deyip...
Prens düğünlerinin özel şarabı yarışmayla seçiliyor
Saray düğünlerinin şarapları bütün dünyanın dilinde... İspanya...
Az yemek bol eğlence
Yılbaşı gecesini rahatsız olmadan geçirmek istiyorsanız gün boyunca...
Sorunlu çocuk resminden belli olur
Çocukların çizdikleri resimler, onların iletişim problemlerinden kardeş...
Kalbin kırıldığı zaman!..
Jules Verne'nin ünlü denizaltısı Natilius, İstanbul'da bir alışveriş merkezinin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.