Eroinin Türkiye'deki 70 yıllık gizli tarihi
1930'ların ortasında İstanbul'da eroin üreten üç fabrikanın yönetim kurullarında kimler vardı? Türkiye'nin uyuşturucu ile ilişkisi neydi? Cevaplar gazeteci Cengiz Erdinç'in kitabı "Overdose Türkiye"de.
İletişim Yayınları uzun yıllardır eksikliği hissedilen bir alanda çok önemli bir kitap yayımladı. Sabah Gazetesi hafta sonu eklerinin editörlerinden gazeteci Cengiz Erdinç tarafından kaleme alınan bu araştırma kitabının adı, "Overdose Türkiye". Türkiye'nin uyuşturucuyla ilişkisi, genellikle 'dolaylı' olarak konu edildi; 1970'lerde haşhaş ekiminin yasaklanması ve uluslararası eroin ticaretinin transit yolu olması nedeniyle... Peki, 1930'ların ortasında İstanbul'da eroin üreten üç fabrika bulunduğunu, yönetim kurullarında dönemin saygın isimlerinin yer aldığını, Türkiye'nin bu fabrikalar nedeniyle uluslararası baskıya maruz kaldığını biliyor muydunuz?
İLAÇ OLARAK KEŞFEDİLDİ Kitapta, İstanbul'da birbiri ardına açılan eroin fabrikaları, iktidarın ileri gelenleri arasında bulunan patronları, Avrupa'yı aşıp, ABD'ye, Sicilyalılar'a kadar ulaşan ilişkileri anlatılıyor. "Overdose Türkiye", 1898 yılında Bayer Laboratuvarları'nda ilaç olarak keşfedilen eroinin Türkiye'deki serüvenini, ilk defa günışığına çıkan belgelerle ortaya koyuyor. "Overdose", eroin kullanıcılarının ölümüne yol açan yüksek dozu ifade ediyor. Kitap da 1930'dan başlayarak eroin bağımlılarını ve ölümleri mercek altına yatırıyor. Eroinin 30'larda başlayan bu öyküsü 2000'li yıllarda sadece İstanbul'da yılda en az 70 gencin aşırı dozdan ölümüyle sürdü. Kitap, narkotik kaçakçılık, bağımlılık ve iki alana ilişkin devlet politikalarını konu ediniyor. Bir gazeteci için fazlasıyla sürprizlerle dolu bir alan. Bu kitapta ilk kez kamuoyuna sunulan belgeler Cumhuriyet'in kurulduğu günden beri kaçakçılık ve bağımlılık konusunda şaşırtıcı bir hafıza kaybı olduğunu ortaya koyuyor. Araştırma-inceleme kitaplarının eksik taşlarını yerli yerine koymak için bu türden yayınlara daha çok ihtiyacımız olduğu aşikar. CNBC-e ekranlarında izlediğimiz "24" dizisiyle ilgili kitap 3 Ocak'ta yayımlanıyor; "24 Meclis Özel Altkomisyonunun CTU Bulguları". Kitap, dizinin senoryosu değil, 24'ün birinci serisinin bittiği yerden başlıyor. Ajan Jack Bauer'ın, Victor Drazen ve adamlarını alt etmeyi ve Drazen'i öldürmeyi başardığı noktadan sonra gelişen olaylar anlatılıyor. ABD'nin saygın gazetelerinden New York Times, Orhan Pamuk'un "Kar" romanını yılın en iyi beş romanı arasında göstermişti. İlk beşte yer alan kitaplardan Colm Toibin'in "The Master" (Üstad) romanı Nokta Yayınları tarafından okuyucuyla buluşturuluyor. Toibin, derinden etkileyici beşinci romanında, yurdundan uzak olma konusunda uzmanlaşan, Paris'te, Roma'da, Venedik ve Londra'da sanatçıların, aristokratların arasında yaşayan modern romanın dehası Amerikalı Henry James'in hikayesini anlatıyor. Yazar, sanatsal yeteneğiyle kariyerinin zaferini elde etmiş fakat özel hayatında yalnızlığa ve özleme mahkum olmuş, seksüel kimliği çözülmemiş bir adamın büyük acısını yakalıyor. Hamdi Koç'un "İyi Dilekler Ülkesi" adlı romanı, 7 Ocak 2005'te çıkıyor. Yazar da Yapı Kredi Yayınları'ndan, Türkiye İş Bankası Yayınları'na geçiyor. Gazeteci Ahmet Tulgar, yazılarını ve röportajlarını iki kitapta toplamıştı; Tam Yakalandığımız Yerden ve Mahallede Herkes Kahramandır. Yazar, kitaplarının teliflerini Türkiye İnsan Hakları Vakfı'na bağışladı. Örnek davranışı nedeniyle Tulgar'ı tebrik ediyorum.
Sayım Çınar
|