| |
|
|
Polis olma bilinci..
Selçuk Katkak.. Okur.. Anlatıyor.. Üst kattaki komşusu tadilat yapıyor.. Evde gürültü.. Aslında bu tür çalışmalar saat 17.00'de biter. Kurallar öyle.. Bir de uygarlık kuralları var.. Adamı "Avrupalı" yapan kural.. Saygı.. Gece saat sekiz oluyor, çalışmalar paldır küldür devam.. Selçuk telefon açıyor komşusuna.. "Babam ağır hasta.. Yatıyor.. Lütfen.." Kim okur, kim dinler.. Pata küte.. Pata küte.. Selçuk karakola telefon ediyor.. Yardımcı olsunlar diye.. "Ekip göndeririz" diyorlar.. Baştan savıyorlar.. Gelen giden yok. Bir daha arıyor karakolu.. Gene baştan savma yanıt.. "Ekip yolda.." Kimseler gelmiyor.. Hafta sonu.. Cumartesi, pazar.. Dinlenme günü.. Gene çalışma yasak.. Pata küte.. Pata küte.. Gene karakolu arıyor Selçuk.. "Babam ölecek.. Ayıptır.." Polisten gene uyutma sözleri ve tek eylem yok.. Şimdi sıkı durun.. Uçal Dalgıç'ın anlattıklarını aynen naklediyorum. Yıllar evvel.. Uçal o zaman THY Zürih Müdürü.. Yılbaşı gecesi dostlarını eve çağırmış, yemek veriyor.. Sofradan kalkılmış. Salona geçilmiş.. Sigaralar, purolar faryap.. "Göz gözü görmez oldu nerdeyse" diyor Uçal.. Salon pencerelerinden ikisini hafif aralamış.. Sohbet devam.. Zırrr.. Kapı zili.. Bakmış Uçal.. İki polis.. Bre aman.. Yılbaşı gecesi, gecenin bir yarısı polis niye gelir ki?.. Yahu gürültü falan da yok.. Müzik bile çalınmıyor.. Sohbet.. Arada bir kahkaha.. Bu da sebeb olmaz herhalde.. İsviçre'de bile.. Polislerden biri "Efendim pencereleriniz açıkmış. Telefon ettiler. Geldik baktık.. Gerçekten açık.." "İçerisi sigara dumanı doldu, açtık. Üşürsek biz üşürüz.. Bizim sağlığımızı komşular, ya da polisler bizden iyi koruyacak değil ya.." "Öyle değil, demiş polis.." "Peki nasıl?.." Sıkı durun.. Çok sıkı durun.. Ayakta iseniz şu anda bir yere tutunun, düşersiniz.. "Burası merkezi sistemle ısıtılıyor. Kullanılan yakıtın parası da yerel yönetimin topladığı vergilerle ödeniyor. Pencerenizi açtığınızda eviniz soğuyor. Soğuyunca, sizin ısıtıcılarınız otomatik olarak ısıyı arttırıp normal sıcaklığa getiriyor. Yani pencere açık olunca, daha çok ısı çekiyorsunuz. Daha çok ısı çektiğinizde, merkezi sistem açığı kapamak için daha çok yakıt kullanıyor. Bu ilave yakıtın parasını da vergi veren komşularınız ödüyor. Hakkınız yok. Pencerelerinizi kapayın. Gerekirse sigaraları ve puroları da söndürün.." Şimdi bir düşünür müsünüz?.. Vergi ödeyen vatandaş ödediğinin her kuruşuna nasıl sahipleniyor.. Bu nasıl bir vatandaşlık bilincidir, bir.. İkincisi konumuz.. Polisin pek de kolay gülüp geçeceği bir konuda ne kadar titiz olduğuna bakar mısınız?.. İşte bu.. Polis varlığının esas, ilk, birinci sebebinin vatandaşa yardım olduğunu biliyor ve can kurtaran gibi koşuyor.. Şimdi siz vatandaş olun.. Bu polis sevilmez mi?.. Bu polise tapılmaz mı?.. Vatandaş kendisine böyle yaklaşan polise yardım için ölmez mi?.. Polis ve vatandaş birbirlerine öfke, hatta nefret yerine, aile bireyi, baba, kardeş gibi yaklaşmaz mı?.. İşte yıllardır anlatmak istediğim polis bilinci bu.. Polisin ilk görevi, varlık sebebi, vatandaşa yardımcı olmaktır. Kendisine baş vuran her vatandaşa yardımcı olmak.. Bakın o zaman polis bu ülkede en sevilen, en itibarlı meslek listesinin tepesinde yer almıyor mu?.
|