|
|
Sabancı: Annan Planı temelinde aktif politika
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, Türkiye-AB ilişkilerinde gelinen noktayı değerlendirirken, ''önümüzdeki müzakere sürecini, bugün pürüz veya potansiyel engel olarak görülen sorunları aşarak, başarıyla tamamlayacağımıza inanıyorum'' dedi..
TÜSİAD'ın, 17 Aralık Zirvesi'nin Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulma çalışmaları üzerinde olumlu etki yapacağı görüşünü vurgulayan Sabancı, şöyle konuştu:
''Tam üyelik müzakerelerinin başlamasına onay vermek için, Türkiye tarafından tanınma talep eden Güney Kıbrıs Hükümeti'nin, bu sonucu doğurmayan Ankara Anlaşması'nın yeni üyeleri kapsayacak şekilde genişletilmesiyle yetinmek zorunda kalması, Kıbrıs'ta AB yolunda bozulan dengelerin tekrar tesisi yönüde atılmış önemli bir adımdır. TÜSİAD, atılan bu adımın güney Kıbrıs Hükümeti'ni müzakere masasına çekecek etkiye sahip olabilmesi için, Avrupa Konseyi'nin 26 Nisan 2004 tarihinde aldığı Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyona son verilmesi kararını hayata geçirmesi ve bu hedefe doğrudan ticaret ve mali yardım tüzüklerini daha fazla gecikmeden onaylaması gerektiğini düşünmektedir.''
Sabancı, Kıbrıs sorununun Türkiye-AB ilişkilerinde bir istikrarsızlık kaynağı olduğunu, bu nedenle TÜSİAD'ın, 2005 yılında tarafların Annan Planı temelinde müzakereleri tamamlayarak, Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm getirebilmeleri için Türkiye'nin aktif bir politika izlemesi gerektiğini düşündüğünü de açıkladı.
Sabancı, öte yandan başta AB olmak üzere tüm uluslararası camianın Güney Kıbrıs hükümeti üzerinde, bu amaçla etkin baskı oluşturacağını ümit ettiklerini, bu çerçevede ABD ile olan ilişkilerin yakınen izlenmesi ve gerekli noklarda yapıcı inisiyatiflerin alınmasının zorunlu gözüktüğünü ifade etti.
MÜZAKERE SÜRECİ
Her şeyden önce müzakere sürecinin, asıl olarak bir uyum süreci olduğunun iyi kavranması gerektiğini anlatan Sabancı, bu uyum ne kadar hızlı sağlanırsa, müzakere başlıklarının da o kadar hızlı kapatılabileceğini ifade etti.
25 ülke ile yürütülecek AB üyelik müzakerelerinin, yalnızca siyasive bürokratık kadroların çabalarıyla sonuca erdirilemeyeceğini kaydeden Sabancı, zaten AB tarafında yapının sivil toplumun doğrudan katılımını öngören bir biçimde şekillendiğini anlattı.
'İSTİHDAM DOSTU' BÜYÜME STRATEJİSİ
Sabancı, istihdam konusuna değinirken, öncelikli yapılması gerekenin, Türkiye için Lizbon stratejisiyle uyumlu 'istihdam dostu' bir büyüme stratejisi oluşturmak olduğunu vurguladı.
Sabancı, bu stratejinin özel sektör odaklı ve katılımcı biçimde üretilmesi gerektiğini söyledi. Artık global stratejilerin yeterli olmadığını, sektör sektör, bölge bölge çalışmak gerektiğini anlatan Sabancı, eğitim sisteminin yeni ve nitelikli işgücü ihtiyacına göre yeniden yapılandırılması, AR-GE'ye yüksek öğrenime ve bilim adamı yetiştirmeye daha çok yatırım yapılması gerektiğini bildirdi
|