Serdengeçti, sırdan geçti
Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti önceki gün son otuz en büyük siyasi ve ekonomik ahlaksızlığını bir cümle ile tarif etti: - Enflasyon aşağıya çekilememişse bu, birileri öyle istediği içindir! Çok önemli ve çok ağır bir tespit bu.. Aslında tarihte benzeri kolay görülmeyecek bir soygunun ilan edilişine tanık oluyoruz. Tabii bu arada Serdengeçti kendisi ve takımı adına tevazu da göstermiş, bir bakıma 'marifet bizde değil' demiş oluyor. Çünkü bu yargının bir anlamı da şu: - Enflasyon asla baş edilemez bir bela sayılmaz, işin üstesinden gelmek söylendiği kadar zor değildir, yeter ki devamını isteyen olmasın! Serdengeçti'nin sözlerinden bir çıkarım daha yapmak mümkün, hatta kaçınılmaz: - Enflasyon mücadelesi henüz kazanılmış, bitmiş değildir.. Bundan sonra da dünkü 'enflasyon lobisi' etkin olmaya başlarsa iş yine sarpa sarar. Belki Serdengeçti'nin asıl amacı bu dile getirmediği, ama söylemiş kadar olduğu uyarı ile hükümet dahil bazı çevrelerin dikkatini çekmekti. Hatta belki de bu yönde kaygıları olduğu için 'enflasyon lobisi' demeden, bu canavarın ağababalarını dürüst vatandaşlara peşinen şikayet etmek için böyle konuştu. İşin tahmin ve zan kısmında hakikat Serdengeçti'nin kafasında; ama soygun hakikati böylece resmi bir olgu halini almış bulunuyor. - Bir dakika, bir dakika, sen 'enflasyon lobisi' mi dedin? Gene mi komplo teorisi? Hiç enflasyonun lobisi olur mu?. Yoksa saygın iş dünyamızı komplo teorileriyle zan altında mı bırakmak istiyorsun? Bu 30 yıllık enflasyon bataklığında suçlu bellidir. Eski siyasetçilerimizin ne yaptıklarını hatırlasanıza! Ne zaman ufukta seçim görülse mali disiplini terk eder, dengeleri sarsar ve enflasyonu azdırırlardı. Sahi bu kadar mı? Eğer bu kadarla kalsaydı, ülkenin tek çürüyüp kokuşmuş kadroları siyasette ve bürokraside bulunsaydı, özellikle de medya ve iş dünyası pir ü pak olsaydı kendimizi ıslah etmemiz çok kolaydı. Enflasyonla yaşamamızın tek sebebi asla, sadece siyasilerin kısır bencilliği veya uzun yıllar süren yamalı bohça hükümetlerin yol açtığı istikrarsızlık olamaz. Elbette kimse bu gerçekliklerin etkisini inkar edemez. Fakat sürecin bütün sorumluluğunu siyasetçilere yıkmak ne insafla, ne de hakikatle bağdaşabilir. Esasen yolsuzlukla mücadele konusunda bir arpa boyu yol alamamışlığımızın ana sebeplerinden biri de, çok nadiren delinebilen dokunulmazlık zırhının arkasındakilerle uğraşıp durarak gerçekte hiçbir şey yapmamış olmaktır. Nitekim bir vakitler bu sütunlarda dile getirdiğim gibiiş dünyasının türlü kurum ve temsilcileri yolsuzluk konusunda bürokrat ve siyasetçileri suçlamak suretiyle kendilerini şeffaf bir perdeye bürümüşlerdir. Bu perde, adeta rüşvetin tek taraflı bir suç olarak algılanmasını sağlamıştır. Sanki siyasetçi ve bürokrat bunca yolsuzluğu işlerken rüşveti birbirlerinden almış, birbirlerine vermiş, bu işlere hiçbir girişimci bulaşmamıştır. Medya da adeta bu şeffaf perdeyi gizleyici kılabilmek için önde gölge oyunu oynamıştır. Sonuçta, dünya birinciliğine ulaştığımız yolsuzluk sayesinde siyasetçi ve bürokratın itibarı sıfırlanmış, birkaç istisnası hariç girişimci sınıf ak sütten çıkmış ak kaşık gibi kalmıştır. O arada bazı girişimciler de gerçekte işlemedikleri ağır suçların faili olarak 'suçlu teke' durumuna getirilmişlerdir. Serdengeçti'nin ima yoluyla yargıladığı 'enflasyon lobisi' sadece bürokrat ve siyasetçi zümresinden ibaret olmadığı gibi, tek ortağı 'rantiyeci' denen kesim de değildir. 'Dolaylı rantiyeci' diyebileceğimiz nice sanayici de yüksek enflasyondan, sadece 'kitabi konuşmak' gerektiği zaman yakınmıştır. AB ile gerçekten müzakere sürecine girebilirsek, kaçınılmaz hale gelecek düzenlemelerden en fazla cebi yanacak olanlar da bu 'yalancı enflasyon mağdurları'dır. Hatta çoğu şimdiden şöyle hayıflanmaya başlamıştır: - Ne halt ettik de AB yolculuğunu destekledik. Belki hiçbir zaman üye olamayacağız ama bu hedef gerçekleşecekmiş gibi, AB ölçütlerine uygun birçok piyasa kuralını benimsemek zorunda kalacağız. Doğrusu bunların önemli bir kısmının 'Nasılsa AB yolu bir yerde tıkanacak, biz kötü kişi olmayalım' diye şimdiye kadar bu macerayı kerhen desteklediklerini düşünmek için yeteri kadar haklı sebepler vardır. Özellikle koca koca namlarına rağmen kağıtları borsada hemen daima 'kumar kuponu' gibi yapay rüzgarlarla uçuşanlar için! Biz kırk kişiyiz, kırkımız birbirimizi biliriz.
|