|
|
Buyurun "Galavole" programımıza...
"Büyü" filminin galası yarım kaldı. Peki magazin programı yapımcıları mağdur mu olacak?
Üç gündür aynı konu manşetimizde... Belki sıkılmışsınızdır. Ama bu kez işi "dalgaya vurarak" hem kendi kafamı rahatlatmak hem de birkaç gündür bizim yorumlarımız nedeniyle sizin üzerinize çöken kasveti azıcık dağıtmak niyetindeyim. Amacım, bir felaketi alaya almak değil tabii ki. İçinde benim de bulunduğum felaketzedelerin yaşadığı korku ve dehşet anlarını hafife almak, fiziksel ve ruhsal açıdan yaralananlara saygısızlık etmek niyetinde de değilim. Ama felaketlerle bu kadar iç içe yaşayan bir ülkenin insanı olarak, dehşetin içinden de mizah çıkartmak zorunda olduğumuza inanıyorum. Yoksa milletçe "kafayı üşütme" tehlikesiyle karşı karşıya kalacağız.
MALZEME DEĞERLENDİRİLSİN! Efendim, malum, bu galayı bizim magazin programcıları dört gözle bekliyordu. Kim ne giymiş, kim kiminle gelmiş, ünlüler film için ne diyecek? Niyet, bir galadan üç programlık malzeme çıkartmaktı. Ama yangın çıktı, gala yarım kaldı. Ee? Şimdi ne olacak? Magazin programları malzemesiz mi kalacak? İşte magazin programı yapımcılarının "eldeki malzemeyi" değerlendirmelerine yarayacak bir program önerisi: "Görüntülerden anlaşılacağı gibi Büyü'nün galası hayli sıcak bir ortamda gerçekleşti. Gala boyunca tartışılan konu 'Gerçekten büyü var mı, yok mu?' üzerine yoğunlaşmıştı. Ama dakikalar boyunca olayın üzerindeki yoğun sis perdesi bir türlü kalkmadı... Hatta bu sis perdesinden zehirlenip, hastaneye kaldırılanlar oldu. Gecenin favori rengi ise alev kırmızısı ve katran karasıydı. Galaya katılan ünlüler belli ki uzun süredir birbirlerini görmemişlerdi. Birbirine hasretle sarılanlar, sevgilisini kucağında taşıyanlar, hatta birbirini ezip, üzerine basacak kadar özleyenler vardı... Kapalı kapılar ardında konuşulanlara kulak kabarttığımızda ise "İmdaat, çıkış yok mu" filan gibi anlamsız şeyler duyduk... Pek çok sevgili, paparazzilere yakalanmamak için salondan ayrı ayrı ambulanslarla ayrılmayı tercih etti."
O MASKE YAKIŞMIŞ MI? "Ve gelelim kim şık, kim rüküş köşemize... Eh, filmin başrol oyuncusu İpek Tuzcuoğlu olunca, herkes gözüne sürme çekip, ondan aşağı kalmamaya çalışmış. Ama doğrusu bazıları abartıp, ağzına burnuna da çekmiş... Ece Uslu'nun oksjien maskesi, üzerindeki organze taşlarla bezeli elbiseye hiç uymamış. Biraz daha fantezi bir modeli tercih edebilirdi. Azra Akın'ın makyajı da bize biraz koyu geldi. Kömür rengi ojelerini ise hiç mi hiç sevmedik. Osman Yağmurdereli siyah takım elbisesinin içine neden siyah gömlek, siyah kravat takıp, yakasına da siyah mendil takmış, doğrusu hiç anlamadık... Manken/oyuncu Dilek Serbest de anlaşılan modayı üç yıl geriden takip ediyor. Mini eteğin altına yırtık çorap modası yıllar öncesinde kaldı hanımefendi, haberiniz yok mu? Size üzülerek 2 puan veriyor ve haftanın rüküşü ilan ediyoruz..."
|