|
|
|
|
|
Hangi yalnızlığa gittiği bilinmeyen
|
|
Şair Şükran Kurdakul'un cenazesi Kızıltoprak Zühtüpaşa Camii'nde öğleyin kılınacak namazın ardından Sahrayıcedit'te toprağa verilecek.
Şair ve yazar Şükran Kurdakul (77), İstanbul'da vefat etti. Kurdakul'un cenazesi, bugün Kızıltoprak Zühtüpaşa Camii'nde öğleyin kılınacak namazın ardından Sahrayıcedit Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Şairliği, yazarlığı yanında bir eylem adamıydı, bizim kuşağın Şükran abisi... Nitekim tanışmamız da 1965 yılında bir "eylem" sırasında oldu. İstanbul Üniversitesi'nde ilk yılım. O yılların müzmin bir sorunu da Kıbrıs... Üniversiteli gençler olarak Beyazıt'ta toplanmış, Taksim'e doğru yürüyoruz Kıbrıs için... Unkapanı köprüsü üzerinde Şükran Kurdakul ile karşılaştım ve kol kola Taksim'e kadar yürüdük, hem Kıbrıs'ı, hem şiirleri konuşarak. Kitaplarının adları, yaşadıklarının bir özeti gibidir: Nice Kaygılardan Sonra, İzmir'in İçinde Amerikan Neferi, Tanığın Biri, Beyaz Yakalılar ve tabii Acılar Dönemi... "Acılar dönemi"nde yarattı dünyasını, yaşadıklarından damıttı şiirlerini. 1985 yılında yaptığımız bir konuşmada şiirlerinde çok kullandığı "zaman" kavramı üzerine şunları söylemişti: "Çoğu şiirimde geçmiş, yaşanan zaman ve gelecek bir sürecin vazgeçilmez parçaları olarak görülür. Bugün de süren, eski etkiler beni. Anılarsa toplumsallığı duyumsatan bir birikimle ilgilidir bende. Eski ev, sokak, yetim çocuk duyarlığı, anam, Kurtuluş Savaşı'nda Sakarya cephesi komutanlarından babam, hapisliklerim zaman içinde var olma nitelikleriyle kavramlaşarak bir yaşam biçimini duyumsatmaya yardımcı olur."
HÜCREDE GEÇEN 68 GÜN Bu "acılar dönemi"nin içinde başka neler var? Lise öğrencisiyken Türkiye Emekçi ve Köylü Partisi'nin Denizli örgütünü kurma girişiminden dolayı 1946'da tutuklanıp beş aya hüküm giyiyor. 1951'de "Yeryüzü" dergisinde yayınlanan "Milli Kurtuluş Şarkısı" adlı şiiri nedeniyle kovuşturmaya uğruyor. İki yıl sonra Türkiye Komünist Partisi üyesi iddiasıyla 68 günü hücrede olmak üzere iki yıl Harbiye Cezaevi'nde yatıyor. Bu arada da adı "Şükran" olduğu için "kadın" sanılarak bir çok okuyucusundan aşk mektupları alıyor. "Nice kaygılardan sonra" bir de böyle bir hayat... Başlangıçta heceyle bireyci, romantik karamsar şiirler yazıyordu, daha sonra toplumcu-gerçekçi anlayışa bağlandı. Ama şair kimliği yanında hikayeler de yazdı, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemi edebiyatlarını inceleyerek kitaplaştırdı. Son günlerinde hastalıklarla boğuşuyordu, fakat edebiyat sevdası ve sevinci hayatından çıkmış değildi. Abimizdi, kuşağımızın yol göstericilerinden biri idi. Edebiyat sevdası ve sevinciyle de uğurluyoruz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|