kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Stelyo Berberakis @ SABAH
 

Bayramlaşmanın çok bilinmeyen tarafları

Türkiye'den ayrılmış olan gayri müslimler artık uzakta olsalar bile eski bayram alışkanlıklarını hala koruyor

Bayramlaşmanın İstanbul'da yaşayan gayri müslim azınlıklar için de ayrı bir önemi vardı... Şeker ya da Kurban Bayramı gibi Müslümanlar'ın bayram günlerinde kapı komşularına, arkadaşlarına, müşterilerine ve genel olarak tanıdıklarına "Bayramınız mübarek olsun" demeden edemeyen gayri müslim azınlık üyeleri, Türkiye'den ayrılmış olsalar bile bu alışkanlıklarını hala koruyor ve eski dostlarını, kapı komşularını, müşterilerini ve genel olarak tanıdıklarını hala telefonla arayarak, kart yollayarak (bu eski kuşak için geçerli) ya da e-mail ve SMS mesajlarıyla (bu da yeni kuşak için geçerli) bayram tebriklerini iletiyorlar... Anımsıyorum da küçüklüğümden beri Ramazan günlerinde, sabahları annem, akşamları babam tarafından olmak üzere, günde iki kez, yolda börek, çörek, gofret gibi 'nesneleri' yememem için uyarılırdım... Biz gayrı müslümlerin oruç tutan Müslümanlar'a saygılı davranmamız gerektiğini anlatırlardı... Onlar da kendi ana ve babalarından, dede ve ninelerinden böyle gördükleri için bizi de aynı şekilde uyarıyor ve eğitiyorlardı... Milyonlarca Müslüman arasında gayrı müslim olmak, dışarıdan bakıldığında belki garipsenebilir... Ancak yılların getirdiği deneyimlerin sonucunda en azından Türkiye'de yaşayan Müslüman ve Hıristiyanlar arasında hiçbir "Din kavgasının" görülmediği bilinir. Kişisel deneyimlerimde, Kurban ya da Şeker Bayramlarında kapı komşularımızı ziyaret etmekten, büyüklerin elini öpmekten, şekerlerini hatta ve tabii ki verdikleri "Bahşiş"leri almaktan haz bile duyardım... Bayramlarda verilen ziyafetlere ailece davetli olduğumuzu hatırladığım gibi; bizim kutladığımız Paskalya ya da Noel gibi kutsal günlerde de Müslüman kapı komşularımızı ziyafet sofralarında ağırladığımıza, Paskalya'da boyadığımız kırmızı yumurtaları komşularımızla paylaştığımıza, Noel Baba'nın bize getirdiği hediyelerin aynısını anne ve babamın kapı komşusu Müslüman arkadaşlarıma da "Getirttiklerine" tanıklık yapmışımdır...

AYRILIK DİN NEDENLİ DEĞİL
Kısacası, İstanbul'da yaşayan Müslüman çoğunluk ile Hıristyan azınlık arasında karşılıklı bir saygı vardı. Öyle ki öğrencilik yaptığım Türk okullarında "Din dersleri" konusunda öğretmenlerimizin "Bu dersi takip etmek zorunda değilsin" dediklerini, bizim bayram günlerinde "İstersen sen yarın gelme" dediklerini hatırlar, hala duygulanırım... Bize "Gavur" diyenler ise asla bir arkadaş, asla iyi bir komşu olamazdı. Bu tamamıyla, bizi yakından tanımayan fanatiklerin işiydi. Bu gibi "Suçlamalar"ı yönelten "Fanatikler" e karşı bizleri koruyan sağlam dostluklarımız da vardı. Bunların hepsi de Müslüman'dı... Demek istediğim, İstanbul'dan göç etmek zorunda kalan Hıristyanlar'ın ayrılık nedenleri hiçbir durumda "Dini" değildi. Bütünüyle siyasi olup, çoğunluk-azınlık arasındaki bu karşılıklı saygı ve samimi dostlukların aynısının devlet siyaseti tarafından kaale alınmamasıydı. Azınlık üyesinin komşusundan gördüğü şefkatin, vatandaşı olduğu devlet tarafından gösterilmemesi ve hatta hor görülmesiydi... Zaten bu nedenledir ki İstanbul'dan ayrılmış olsalar bile eski kapı komşuları, bu gibi bayram günlerinde hala birbirlerini arar ve bayramlaşır. Bu yazı; az önce beni telefonda arayan eski bir İstanbullu Rum'un, bana bir dizi adres sormasından kaynaklandı. İstanbullu bu Rum beyi, Atina'da işlettiği lokantasına gelen Atina'da görevli Türk diplomat ve gazetecilerin adreslerini ve telefon numaralarını istedi benden. Bayram günlerinde kendilerine çiçek göndermeyi, arzu ederlerse "Ücret almaksızın" bayram sofrası kurmayı istediğini söyledi. Bu da benim çocukluğumun bayramlaşmalarını aklıma getirdi... Hepimizin bayramı mübarek olsun...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Büyük İskender Kim?   / 05-12-2004
 Aralık Zor Geçecek   / 28-11-2004
 Cehalet Üzerine   / 21-11-2004
 Bayramlaşmanın çok bilinmeyen tarafları   / 14-11-2004
 AB Başkentinden   / 07-11-2004
 Bayrak Sevdası   / 31-10-2004
 Kıbrıs Fenomeni   / 24-10-2004
 Sofya'dan Ab Merdiveni   / 17-10-2004
 Eskilerden Gelen Biri   / 10-10-2004
 4 HAFTADA 4 HABER   / 03-10-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
GAYE ÇEVİKEL
Yapay dünyalarda hayat
İsveçli tasarımcılar Mats Bigert...
KAZIM KANAT
Bir erkek nasıl kadın oldu?
Bir fotoğraf ki... Yüz üstü...
TURGAY NOYAN
Denizdeki Varlık Vergisi
Türkiye'de büyük patlama...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Amerika yolcusu kalmasın!
Özellikle kış aylarında...
2004'te tıpta bunlar konuşuldu
2004'te tıpta bunlar konuşuldu
Her geçen gün yeniliklere imza atan tıp dünyasında bu yıl da çığır...
Süt ve süt ürünlerini çok tüketen kadınlar göğüs kanseri olabiliyor
Süt ve süt ürünlerini çok tüketen kadınlar göğüs kanseri olabiliyor
Yapılan son araştırmalara göre fazla kalsiyum ve hayvansal protein...
Filistin'in Mandela'sı doğuyor
Ortadoğu'da gözler El-Fetih Örgütü'nün Batı Şeria Sorumlusu Mervan...
İşte Aktuna'nın gençlik formülü
Dr. Yıldırım Aktuna tam 75 yaşında ancak en az 25 yaş genç gözüküyor.
Aşiret kızının başkaldırısı İmtiyaz 12
Zozan Özgökçe, 'dayakçı' eşinden ayrılıp kendini şiddet mağduru kadınlara...
Sema izlenmez yapılır
Mevlana'nın ölüm yıldönümünde düzenlenen Şeb-i Arus töreninin resmi açılışı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.