İdamla korkut, müebbede razı et
Erdal Şafak dün sütununun yarısına sığdırdığı tahlille Avrupa'nın Türkiye'yi zaten ' tam üye' olarak görmek istemediğini vurgularken Mesut Yılmaz'ın 'AB bizi kandırıyor' deyişini hatırlatarak bu tuzağı bozmak için bir hafta kaldığını belirtti. Virgülüne kadar katıldığım bu 'mükemmel yoğunlaştırılmış tahlil'in son hükmünden emin değilim; tuzağı bozmak için değil bir hafta, bir günümüz bile olduğunu sanmıyorum. 'Ankara'nın AB zirvesi'nden sonraki açıklama ile, beklentilerimizin karşılanmaması durumunda ciddi bir tepki koyacağımızı hissettiremediğimiz için, çok daha pişkin ve tecrübeli pazarlıkçı Avrupalıların iştahını bir kere daha kamçıladık.. AB misyonerliğini yürütenlerimiz için milyonuncu defa ekleyelim ki, bunun 'komplo' olduğunu söylemiyoruz! Ortada bizim karga gibi, Brüksel'in tilki gibi yürüttüğü sıkı bir pazarlık var; hepsi bu. Allah kargaya bir nebze idrak nasip etse de şu dakika ne noktada bulunduğumuzu görebilsek hala tam üyeliği ham hayal olmaktan çıkarabiliriz.. Lakin bunun emaresine de rastlamıyoruz. İnşallah yetkililer 'kabul edilemez yeni şartlar' karşısında, -Airbus'ları satın almamanın ötesinde- koyacakları tepkiyi kesin ve emin bir şekilde belirlemiş, kamuya açıklamadan AB cenahlarına bildirmiştir! Zaten ısrarla sözünü ettiğim B planı, bazı AB misyonerlerimizin istismar ettiği gibi yeni bir 'birlik arayışı' değil, sadece bu 'alışveriş' deneyinde tıkandığımız zaman ne yapacağımıza ilişkin hazır bir kararımızın olmasından ibarettir. Nitekim temmuzdaki Paris gezisinde Başbakan'ın 'ek şartları kabul edemeyiz' yolundaki süregelen beyanlarına istinaden bu kararı kurcalamak umuduyla kendilerine sormuştum: - Ek şartları asla kabul etmeyiz diyorsunuz.. Bunun yaptırımı nedir? Böyle bir durum olur, ek şartlar koşulursa ne yapılacaktır? AB defteri bizim için kapanacak mıdır? Başbakan da cevaben bunun zamanı gelince değerlendirileceğini belirtmişti. 18 Aralık günü Türkiye'nin daha önceden belirlenmiş tavrı ortaya konacak mıdır? Başbakan'ın 'Kopenhag Kriterleri yerine Ankara Kriterleri der yolumuza devam ederiz' şeklindeki ifadesinin AB açısından anlamı ne olacaktır? İşte son günlerdeki sızdırmaların püf noktası burada!! Hep söylediğim gibi Brüksel'in Türkiye'ye karşı yürüttüğü başarılı pazarlığın son bir ayı aslında ancak kargalara oynanabilecek bir oyunla sürmektedir. Bu oyunun tanımlanması hiç de zor değil: Türkiye'yi idamla korkutup müebbede razı etmek! Böyle bir numarayı yutmamak için ille de tilki olmanız gerekmez, sadece karga dış siyaset yürütmemeniz kafidir! Onun için 17 Aralık'a doğru sızan ilk taslak sonrası Ankara şöyle bir homurdanmış, Gül 'bunlar taktik manevralardır' demişti.. Sen mi bu manevrayı hafife alıyorsun?!.. Gör bakalım.. Aslında Brüksel tam da böyle bir tepki bekliyordu.. Ankara'nın AB için yaptığı zirveden sonra 'karla karışık masum yağmur' görünümündeki edilgin açıklaması da Brüksel'e kaymak gibi gelmişti.. İki gün sonra ikinci taslak sızdırıldı: Fazla iyimsersiniz beyler! Daha durun bakalım, siz kim AB tam üyeliği kim.. Alın bir taslak daha! Alın da bir öncekini mumla arayın! Bu silkelemeye rağmen karga dış siyaset devam edecek mi, etmeyecek mi diye beklerken Hollanda en yetkili ağızdan bir AB darbesi daha indiriyor: 17 Aralık'tan önce Türkiye'nin Rum tarafını AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıması şart.. İşte idam göstermek bu.. Onun için 17 Aralık günü açıklanacak kararda doğrudan Rumları tanımakla ilgili bir talep olmayacağını şimdiden garanti edebiliriz.. Çünkü Brüksel'in hesapladığı gibi böylelikle karga dış siyaset derin bir nefes alacak: Oh be, ENOSİS'i tanımamla eşdeğer bir dayatma şimdilik kararda yok, biraz daha zaman kazandım.. Oh ne ala! Taslak hikâyelerinin aslı astarı budur. Tilki karganın ağzındaki son dilim peyniri de alana kadar iki ileri bir geri adım şeklindeki klasik manevrasından vazgeçmeyecektir. 17 Aralık günü açıklanacak karar; yerli AB misyonerlerinin hâlâ pişkince savunabilecekleri bir metin olacaktır. AB'den çok AB'cilerimizi duyar gibiyiz: Şey, evet, karar beklentilerimizi tam olarak karşılamamıştır ama çok olumlu yönleri de vardır, yeni efendim, bir dahaki sefere dersimize daha iyi çalışırsak bu iş olacaktır. Bu ninniler karga dış siyaset için daha ne kadar süre geçerli olacak?
|